05-11-2021, 10:36 AM
MADDE 1- 1/7/2003 tarihli ve 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanununun;
a) 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "avcılığın, av turizminin, yaban hayvanlarının üretiminin, ticaretinin düzenlenmesini," ibaresi "avcılığın, av turizminin, yaban hayvanlarının üretiminin, ticaretinin ve bulundurulmasının düzenlenmesini, yaban hayatının araştırılmasını," şeklinde değiştirilmiştir.
b) 2 nci maddesinin birinci fıkrasının; (10), (12), (20) ve (21) numaralı bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.
"10) Örnek avlak: Devlet avlakları ve genel avlaklar ile yaban hayatı geliştirme sahaları içinde Bakanlıkça belirlenecek esaslara göre ayrılan ve işletilen veya işlettirilen avlakları,"
"12) Yaban hayatı geliştirme sahası: Av ve yaban hayvanlarının ve yaban hayatının korunduğu, geliştirildiği, av hayvanlarının yerleştirildiği, yaşama ortamını iyileştirici tedbirlerin alındığı ve gerektiğinde avlanma planı çerçevesinde avlanmanın, fotoğraf ve film çekimi turları ile eko-turizm faaliyetlerinin yapılabildiği, Bakanlıkça belirlenecek esaslara göre ayrılan ve işletilen veya işlettirilen sahaları,"
"20) Gönüllü kuruluş: Maksadı av ve yaban hayatının korunması ve geliştirilmesi olan ve bu alanda faaliyet gösteren vakıf, dernek veya bunların oluşturduğu 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 96 ncı ve 97 nci maddeleri ile 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanunu hükümlerine göre kurulmuş federasyon ve konfederasyonlar gibi sivil toplum kuruluşlarını,
21) Avcılık belgesi: Onsekiz yaşını doldurmuş, avcılık ve av yaban hayatı ile ilgili eğitim almış ve yapılan imtihanda başarılı olmuş kişilere verilen belgeyi,"
"33) Orman idaresi: İl Çevre ve Orman Müdürlükleri ile Orman İşletme Müdürlüğü ve bağlı birimlerini,"
c) 3 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Merkezde, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü veya Genel Müdür Yardımcısı başkanlığında, Genel Müdürlük merkez teşkilâtı ilgili birimlerinden dört, bir bitki koruma uzmanı ve bir veteriner hekim olmak üzere Tarım ve Köyişleri Bakanlığını temsilen iki, Jandarma Genel Komutanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü ve örnek veya özel avlak işletmecilerini temsilen birer, yaban hayatı veya biyoloji bölümü bulunan fakülteleri temsilen üç, yaban hayatı koruma, geliştirme, araştırma ve gözleme faaliyetlerinde bulunan gönüllü kuruluşları temsilen iki, dokuz coğrafi bölge esas alınarak avcı kuruluşlarını temsilen birer olmak üzere toplam yirmibeş üyeden teşekkül eden Merkez Av Komisyonu kurulur.
İllerde, valinin veya görevlendireceği vali yardımcısının başkanlığında; İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı teşkilâtını temsilen ikişer, Jandarma teşkilâtı, Emniyet teşkilâtı ve gönüllü kuruluşları temsilen birer, mahalli avcı kuruluşlarından üç üye olmak üzere toplam onüç üyeden teşekkül eden İl Av Komisyonu kurulur."
ç) 4 üncü maddesinin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Yaban hayatı alanlarına kedi, köpek gibi evcil hayvanlar bırakılamaz."
d) 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Avda kullanılmasına izin verilen yivli veya yivsiz tüfeklerle avlanacakların, silah taşıma ruhsatına sahip olmaları zorunludur."
e) 8 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Avlama ücretlerini yatırmayanlar hakkında Bakanlıkça 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır."
f) 12 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Özel kanunlarla veya Merkez Av Komisyonunca avlanmanın yasak edildiği yerlerde ve 2 nci maddenin (11) ve (13) numaralı bentlerinde tanımlanan saha ve istasyonlarda avlanılamaz. Ancak buralarda av ve yaban hayvanlarının çoğaldığı ve zararlı olduğu hâllerde avlanmaya Bakanlıkça izin verilebilir. 2 nci maddenin (12) numaralı bendinde tanımlanan sahalarda, avlanma planlarına göre Bakanlıkça verilecek izinle avlanılabilir."
g) 18 inci maddesinin, birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiş ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Taraf olunan uluslararası sözleşmelerle ticareti yasaklanan veya düzenleme getirilen, korunan veya avlanmasına izin verilen yaban hayvanlarının, yabancı turistler tarafından izinsiz avlanması yasa dışı ihracat teşebbüsü olarak kabul edilir ve tamamlanmış olarak 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3 üncü maddesinin onikinci fıkrası gereğince cezalandırılır."
"Taraf olunan uluslararası sözleşmelerle ticaretine düzenleme getirilen türler ile bu Kanun kapsamında mevzuata uygun olarak avlanan av hayvanları ve bunlardan elde edilen parçaların ticaretini denetlemeye ve kısmen veya tamamen yasaklamaya, bunların ticaretinden Döner Sermaye İşletmesine gelir alınması ile ilgili usul ve esasları düzenlemeye Bakanlık yetkilidir. Uluslararası sözleşmelerle ticaretine düzenleme getirilen ve ticareti Bakanlıkça kısmen veya tamamen yasaklanan ve izinsiz olarak yurt dışından getirilen yaban hayvanlarının canlı veya cansız olarak ve bunların et, yumurta, deri, post, boynuz ve benzeri parçaları ile bunların türevlerinin satın alınması, satılması ve bulundurulması yasa dışı ithalat olarak kabul edilir ve 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası gereğince cezalandırılır."
ğ) 20 nci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"6 ncı maddede belirtilen ve avda kullanılmasına izin verilen yivsiz av tüfeklerinden, başkasına ait ruhsatlı yivsiz av tüfeğini avda kullananlar ile ruhsatsız yivsiz av tüfeğini avda kullananların tüfeklerine el konulur. Bu tüfekler hakkında, 11/9/1981 tarihli ve 2521 sayılı Avda ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı ve Bulundurulmasına Dair Kanunun 13 üncü maddesi hükmü uygulanır. 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna göre bulundurulması ve taşınması yasak olan ruhsata tâbi her nevi ateşli yivli av silahlarını ruhsatsız olarak avda kullananların tüfek ve silahlarına el konularak soruşturma evrakı ile birlikte mahallî Cumhuriyet başsavcılığına intikal ettirilir."
h) 21 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ve altıncı" ibaresi ", altıncı ve dokuzuncu" olarak değiştirilmiştir.
ı) 28 inci maddesinin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Bu maddede Döner Sermaye İşletmesine gelir kaydedileceği belirtilen bedeller, yasaklanan fiillerin orman sayılan yerlerde işlenmesi hâlinde Orman Genel Müdürlüğü Döner Sermaye İşletmesi bütçesine gelir kaydedilir."
i) 28 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"İkramiye ödenmesi
MADDE 28/A- Mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı kesinleşen ve Bakanlık ile Orman Genel Müdürlüğünce satılan, kabahatin konusunu oluşturan araç, gereç ve vasıtaların; kabahatin işlenmesi suretiyle elde edilen cansız av hayvanları ve avlanan hayvanlardan elde edilen ürünlerin satış bedelleri ile av ve yaban hayvanlarının hükmedilen tazminat bedellerinin, satış masrafları düşüldükten sonra kalanın yüzde yirmisinin muhbirlere, yüzde otuzunun el koyanlara olmak üzere toplam yüzde ellisi Döner Sermaye İşletmesinin ilgili hesaplarından ikramiye olarak ödenir. İhbarsız yakalamalarda ikramiyenin tamamı el koyanlara ödenir. Genel kolluk ile av yasaklarının takibi ile yükümlü olanlara muhbir ikramiyesi ödenmez. İkramiyeye, ancak yakalama ve el koyma eylemine bizzat ve fiilen katılan 20 nci maddede sayılan genel kolluk ile av yasaklarının takibi ile görevli olanlar hak kazanır.
Bu madde gereğince el koyanlara verilecek ikramiyenin tutarı olay başına (30.000) gösterge rakamının, satışın gerçekleştiği tarihte veya tazminat bedellerinin Döner Sermaye İşletmesine gelir kaydedildiği tarihteki memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçemez. Bir yılda ödenecek ikramiye (120.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçemez."
j) 34 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Hak devri
EK MADDE 1- Devlet ormanları içinde ayrılan ve planlaması yapılan örnek avlaklarda, yaban hayvanlarının tabii olarak üretiminin sağlanması ile gerçek ve tüzel kişilere avlandırma hakkı, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesi hükümleri saklı kalmak üzere on yıla kadar, memeli türler için ise yirmidokuz yıla kadar verilebilir."
k) Geçici 2 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddeler eklenmiştir.
"Bulundurma belgesi
GEÇİCİ MADDE 3- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ellerinde av ve yaban hayvanları ile bunlardan elde edilen parça ve türevleri bulunduranların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde müracaatları hâlinde kendilerine bulundurma belgesi düzenlenir. Belge düzenlenmesine ilişkin iş ve işlemler Bakanlıkça yürütülür.
Mevcut avcılık belgeleri
GEÇİCİ MADDE 4- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği malî yıl için harcı yatırılarak vize edilen avcılık belgeleri, bir sonraki malî yılbaşına kadar; Merkez Av Komisyonu ve il av komisyonlarının almış olduğu kararlar ise bir sonraki Merkez Av Komisyonu kararının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihe kadar geçerlidir."
MADDE 2- 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun;
a) 16 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Devlet ormanları hudutları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve alt yapı tesislerine bedeli alınarak Çevre ve Orman Bakanlığınca ruhsat süresini geçmemek üzere izin verilebilir. Devletçe, baraj, gölet, liman ve yol gibi yapılarda dolgu maksatlı kullanılan her türlü yapı ham maddesi üretimi için yapılacak madencilik faaliyetleri ile zorunlu tesislerinden bedel alınmaz."
"Madencilik faaliyetleri neticesinde tabii yapısı bozulan alanların, inşaat, yıkıntı ve hafriyat atıkları ile doldurularak ağaçlandırmaya hazır hale getirilmesi maksadıyla mücavir alanlarda büyükşehir belediyelerine ve il belediyelerine bedeli karşılığında izin verilebilir."
b) 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasının ilk cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Savunma, ulaşım, enerji, haberleşme, su, atıksu, petrol, doğalgaz, altyapı, katı atık bertaraf ve düzenli depolama tesislerinin; baraj, gölet, sokak hayvanları barınağı ve mezarlıkların; Devlete ait sağlık, eğitim ve spor tesislerinin ve bunlarla ilgili her türlü yer ve binanın Devlet ormanları üzerinde bulunması veya yapılmasında kamu yararı ve zaruret bulunması hâlinde, gerçek ve tüzel kişilere bedeli mukabilinde Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir."
c) Ek 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"EK MADDE 9- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce yapılacak spor tesislerine 17 nci maddenin üçüncü fıkrası esaslarına göre izin verilebilir.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne ve il özel idarelerine bu Kanuna göre verilen izinler ile 3/1/2005 tarihli ve 5286 sayılı Kanunla İstanbul ve Kocaeli büyükşehir belediyelerine devredilen hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla adı geçen büyükşehir belediyelerine bu Kanuna göre verilen izinlerden bedel alınmaz."
ç) Ek 10 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"EK MADDE 11- 17 nci maddenin üçüncü fıkrasına göre; Devlete ait sağlık, eğitim ve spor tesisi yapımı maksadıyla verilen izinlere konu tesislerin aslî üniteleri dışındaki bölümlerinin, diğer izinlerde ise izin verilen tesislerin tamamının veya bir bölümünün kiralanmasına veya özelleştirme ya da yap-işlet-devret modeli uygulamaları kapsamında işletme hakkının devredilmesine izin verilebilir.
Turizm tesisleri hariç diğer izinli tesislerin kiralanmasından dolayı izin sahibince bedel alınması durumunda orman sayılan alana isabet eden kira bedelinin yüzde ellisi her yıl Orman Genel Müdürlüğü özel bütçe hesabına yatırılır.
17 nci maddenin üçüncü fıkrasına göre genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına izin verilen alanlar ve bu alanlarda yapılan faaliyetlerle ilgili tesislerin 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında işletme hakkının devredilmesi hâlinde, orman sayılan alanların, bu alanların üzerinde bulunan tesislerin, her türlü yer ve binaların izin bedeli olarak, işletici tarafından işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalanma tarihinden itibaren üç ay içinde işletme hakkı devir bedeli üzerinden, ormanlık alanların devredilen toplam kullanım alanları içindeki yüzde oranı dikkate alınarak hesaplanacak tutarın binde beşi, bir defaya mahsus olmak üzere defaten Orman Genel Müdürlüğü özel bütçe hesabına yatırılır.
17 nci maddenin üçüncü fıkrasına göre genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına izin verilen alanlar ve bu alanlarda yapılan faaliyetlerle ilgili tesislerin 4046 sayılı Kanun ve 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun kapsamında yap-işlet-devret modeli ile yaptırılması hâlinde, yapılacak her türlü tesis, yer ve binalardan ayrıca bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce Devlet idareleri ile kamu kurum ve kuruluşlarına verilen izinlerin özelleştirme veya yap-işlet-devret modeli kapsamında devredilenlerinden herhangi bir bedel alınmaz. İzin sahibinin bu süre içinde, izin başlangıcında alınan taahhüt senedinden doğan malî yükümlülükleri hariç diğer yükümlülükleri aynen devam eder."
d) Geçici 7 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 8- 17 nci madde hükümlerine göre 8/11/2003 tarihinden önce verilen turizm ve diğer izinlerin kesin izin hakları devam eder, izinli saha içinde kalmak kaydıyla mevcut tesislere tadilat, kapasite, tür ve sınıf değişikliği izni verilebilir. Çevre ve Orman Bakanlığınca verilen tadilat, kapasite, tür ve sınıf değişikliği izinleri dâhil olmak üzere daha önce turizm amaçlı tesisler için verilen izinler ile diğer izinlerin irtifak hakkına dönüştürülmesinin izin sahibi tarafından talep edilmesi hâlinde, izin sahibi lehine 115 inci maddeye göre irtifak hakkı tesis edilebilir."
MADDE 3- 1/5/2003 tarihli ve 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun;
a) 2 nci maddesinin (o), (p) ve ® bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"o) Orman sınırları içinde veya dışındaki yerler ile ilgili kurumlardan gerekli iznin alınması veya tahsisin sağlanması şartıyla kamuya ait her türlü arazide etüt ve/veya proje işleri ile ağaçlandırmaları yapmak veya yaptırmak."
"p) Orman içi, orman kenarı ve orman üst sınırı meralar ile Devlet ormanları içindeki otlak, yaylak ve kışlakları özel mevzuatına göre ıslah etmek, otlatma amenajman planlarını yapmak veya yaptırmak.
r) Devamlı ve geçici fidanlıklar kurmak, fidan üretmek ve ürettirmek, idarî, teknik ve ekonomik yönden fidan üretimine ihtiyaç duyulmayan devamlı ve geçici fidanlıkları kapatmak, özel orman fidanlığı tesis etmek isteyen gerçek ve tüzel kişileri desteklemek, orman bitki türlerine ait genetik kaynakları onaylamak, kayıt altına almak, tohumlukların ve fidanların üretilmesi, sertifikasyonu, ticareti ve piyasa denetimi ile ilgili iş ve işlemleri yapmak veya yaptırmak."
b) 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 11 - Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) Orman sınırları içinde veya dışındaki yerler ile ilgili kurumlardan gerekli iznin alınması veya tahsisin sağlanması şartıyla kamuya ait her türlü arazide ağaçlandırma ve erozyon kontrolü faaliyetlerini yapmak ve yaptırmak. Entegre havza ıslahına ait plan ve projeleri yapmak, yaptırmak ve koordinasyonunu yürütmek.
b) Orman içi, orman kenarı ve orman üst sınırı meraları ıslah etmek.
c) Orman bitki türlerine ilişkin olarak genetik kaynakların kaydı, tohumlukların ve fidanların üretilmesi, sertifikasyonu, ticareti ve piyasa denetimi iş ve işlemlerini yapmak ve yaptırmak.
d) Gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının ağaçlandırma, imar-ihya, erozyon kontrolü çalışmaları ile fidanlık tesis etmesi ve işletmesini teşvik etmek ve desteklemek.
e) Sellerin ve taşkınların kontrol altına alınması, heyelanların ve çığların önlenmesi maksadıyla dere, çay ve ırmakların su toplama havzalarında çalışmalar yapmak ve yaptırmak.
f) Görev alanına giren konularda iş tarifleri ve birim zaman analizlerini yapmak, yaptırmak ve birim fiyatları tespit etmek.
g) Çölleşme ile mücadele konusunda her türlü çalışmayı yapmak ve yaptırmak.
h) Bakanlık Makamınca verilen benzeri görevleri yapmak."
MADDE 4- 31/10/1985 tarihli ve 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun;
a) Orman Koruma Dairesi Başkanlığı,
b) Orman Yangınları ile Mücadele Dairesi Başkanlığı,
c) Orman İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanlığı,
d) Kadastro ve Mülkiyet Dairesi Başkanlığı,
e) İşletme ve Pazarlama Dairesi Başkanlığı,
f) Silvikültür Dairesi Başkanlığı,
g) İnşaat ve İkmal Dairesi Başkanlığı."
b) 7 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Orman Koruma Dairesi Başkanlığı
MADDE 7- Orman Koruma Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Ormanları usulsüz müdahalelerden korumak,
b) Ormanlarda tahribata yol açan hastalık ve her çeşit orman zararlılarını önlemek ve bunlarla mücadele etmek,
c) Ormanlarda ve orman içindeki otlak, yaylak ve kışlaklardaki otlatmayı düzenlemek,
d) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 23 üncü ve 24 üncü maddelerine istinaden tefrik edilen muhafaza ormanlarının ayrılması ve idaresi ile ilgili iş ve işlemleri yapmak,
e) Ormanların muhafazası ile ilgili gerekli mevzuat düzenlemelerini hazırlamak,
f) Genel Müdürlükçe verilecek benzeri görevleri yapmak."
c) 7 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Orman Yangınları ile Mücadele Dairesi Başkanlığı
MADDE 7/A- Orman Yangınları ile Mücadele Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Orman yangınlarının çıkmasına mani olmak için her türlü tedbiri almak,
b) Orman yangınları ile mücadele tekniklerini güçlendirmek,
c) Orman yangınlarına müdahale sürelerini kısaltarak yangın zararlarını en aza indirmek,
d) Orman yangınları hizmetleri ile ilgili gerekli mevzuat düzenlemelerini hazırlamak,
e) Genel Müdürlükçe verilecek benzeri görevleri yapmak."
ç) 19 uncu maddesinin (d) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"d) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Dairesi Başkanlığı."
d) 23 üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Bilgi Teknolojileri ve İletişim Dairesi Başkanlığı
MADDE 23- Bilgi Teknolojileri ve İletişim Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Genel Müdürlük bünyesinde ihtiyaç duyulan yazılımları veya yazılım geliştirme araçlarını belirlemek, geliştirmek ve tedarik etmek,
b) Genel Müdürlük bilgi iletişim çalışmaları için gereken her türlü donanım ve çevre birimlerini tedarik etmek ve gerekli teknik desteği sağlamak,
c) Bilişim teknolojisinde gelişmelere uygun olarak birimlerin ihtiyaç duyduğu alanlarda daha etkin ve verimli bilgi, belge ve iş akışı düzenini kurmak,
d) Genel Müdürlük bünyesinde Coğrafi Bilgi Sistemi kurmak ve geliştirmek,
e) Genel Müdürlük için uygun bilgisayar ağlarını planlamak, tasarlamak, kurmak ve işletmek, ortaya çıkan sorunları incelemek ve çözmek, düzeltici tedbirleri almak,
f) Genel Müdürlükçe verilecek benzer görevleri yapmak."
e) Eki (1) sayılı cetvelin "Anahizmet Birimleri" bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"1. Orman Koruma Dairesi Başkanlığı
2. Orman Yangınları ile Mücadele Dairesi Başkanlığı
3. Orman İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanlığı
4. Kadastro ve Mülkiyet Dairesi Başkanlığı
5. İşletme ve Pazarlama Dairesi Başkanlığı
6. Silvikültür Dairesi Başkanlığı
7. İnşaat ve İkmal Dairesi Başkanlığı"
f) Eki (1) sayılı cetvelin "Yardımcı Birimler" bölümünün dördüncü sırası "Bilgi Teknolojileri ve İletişim Dairesi Başkanlığı" olarak yeniden düzenlenmiştir.
MADDE 5- Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı cetvelin Orman Genel Müdürlüğüne ilişkin bölümüne eklenmiştir.
MADDE 6- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 7- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Bakanlığımızın görev alanıyla ilgili muhtelif kanunlarda, uygulamada ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi sebebiyle bir kısım değişiklikler yapılması zarureti hasıl olmuştur. Bilindiği gibi, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu, yaban hayvanlarının üretimi, bulundurulması ve araştırılmasına dair esas ve usulleri de kapsamaktadır. Ancak, kapsam maddesinde bu hususlar belirtilmemiştir. Ayrıca örnek avlak tanımı içerisine yaban hayatı geliştirme sahalarının eklenmesi, "özel avlanma planı" ibaresi Kanunun kabul ettiği avlanma tanımının dışında bir plan olarak algılandığından "özel" ibaresinin kaldırılması, federasyon ve konfederasyonların tereddüte mahal vermeyecek şekilde açıklanması, avcılık belgesi tanımının günümüz şartlarına göre yeniden açıklanması ve tanımlarda "Orman idaresi" bulunmadığından, tanımlara "Orman idaresi"nin eklenmesi zarureti doğmuş olup, tanımlar maddesinin açıklanan şekilde düzenlenmesi gerekmiştir.
Bununla birlikte, Merkez Av Komisyonunda bilimsel kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin yeterli sayıda temsil edilememesi, ev hayvanlarının sokağa bırakılması sebebiyle bunların yabanileşmesi ve yaban hayvanı türlerine zarar vermeleri, avlama ücretlerinin tahsilinde Kanunda yeterli düzenleme olmaması sebebiyle zorluklar yaşanması, yaban hayvanı kaçakçılığına karşı verilecek cezaların düzenlenmemiş olması, av tüfekleri ile ilgili olarak diğer kanunlarla 4915 sayılı Kanun arasında farklılıklar olması, Kanunun yasakladığı fiillerin orman sayılan yerlerde işlenmesi halinde görevlilere ve genel kolluğa motivasyon sağlanmasının ve bu fiillere ilişkin ihbar mekanizmasının geliştirilmesinin gerekliliği gibi uygulamada ortaya çıkan, ancak Kanunun yeterli derecede ele almadığı hususların düzenlenmesi gerekmiştir.
Bu çerçevede 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanununda yapılan değişiklikle, uygulamada meydana gelen sorunların giderilmesi, av ve yaban hayatının korunmasında gerekli görülen düzenlemelerin yapılması için değişikliğe gidilmiştir.
Diğer taraftan, 6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen orman sayılan alanlarda verilecek izinlere ilişkin de sorunlar yaşanmaktadır. Zira düzenli depolama alanı, "katı atık bertaraf tesisinin" mütemmim cüzü olup, ayrıştırmaya ve gerekli işlemlere tabi tutulan atıklardan geriye kalan ve bertarafı mümkün olmayan atıkların düzenli olarak depolanması bir zorunluluktur. Ancak, Kanun maddesinde "düzenli depolama tesisleri" ibaresine yer verilmediğinden uygulamada aksaklıklar meydana gelmektedir.
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 5286 sayılı Kanun ile kaldırılması ile birlikte bu görevlerin büyük bir kısmı il özel idarelerine devredilmiş olup, bakanlıklar ve diğer merkezi idare kuruluşları, yatırımlarını il özel idaresi kanalıyla yerine getirmektedir. Bu durumda il özel idarelerinden bedel alınmaması yolunda düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır.
8/11/2003 tarihinden önce verilen orman sayılan alanlardan doksandokuz yıl veya kırkdokuz yıl süreyle verilen ve kazanılmış bir hak olan turizm izni ve diğer izinlerin izin başlangıcında alınan taahhüt senedi hükümlerine göre izin süresi sonuna kadar izin iş ve işlemlerinin yürütülebilmesi gerekmektedir.
6831 sayılı Orman Kanununda yapılan değişiklikle, Kanunun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre orman sayılan alanlarda düzenli depolama alanı oluşturulmasına imkan tanınması, bu alanlarda verilen izinlerin üçüncü kişilere işletilmek üzere verilebilmesi, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için genel bütçeli idarelere verilen tesis izinlerinin özelleştirilebilmeleri, ayrıca genel bütçeli idarelere verilen izinlere konu tesislerin ileri teknoloji veya yüksek maddi kaynak gerektirmesi nedeniyle yap-işlet-devret modeli çerçevesinde yaptırılabilmesi, bakanlıklar ve diğer merkezi idare kuruluşların yatırımlarının il özel idaresi kanalıyla yerine getirmeleri halinde orman sayılan alanlarda 6831 sayılı Orman Kanununa göre verilecek izinlerden bedel alınmaması, 8/11/2003 tarihinden önce verilen turizm izni ve diğer izinlerle ilgili mevcut olan hukuki boşluğun giderilmesi amaçlanmaktadır.
Bununla birlikte, kamu kurum ve kuruluşlarının, özel mülkiyetlerinde ve/veya kullandıkları hazine arazilerinde bugüne kadar yaptıkları ağaçlandırmalarda; teknik bilgilerinin yetersizliği, kamu kurum ve kuruluşlarının organizasyon yapısının ağaçlandırma çalışmalarına uygun olmaması nedeniyle istenilen başarı sağlanamamıştır.
4856 sayılı Kanunla, Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü kurulmuş; orman ve orman rejimine alınacak yerlerde ağaçlandırma çalışmaları yapmak ve erozyon kontrolü tedbirleri almakla görevlendirilmiştir. Küresel ısınma ile mücadelede, karbon yutaklarından biri olan orman alanlarının artırılması, tabiatta bozulan dengenin yeniden tesisi ile su rejiminin düzenlenmesi, erozyon, sel ve taşkınlar ile barajların siltasyonla dolmasının önlenmesi, şehirlerimizin etrafında ormanlar kurarak gürültü, çevre ve hava kirliliğinin önlenmesi, su kaynaklarının korunması, halkın rekreasyon ihtiyacının karşılanması, sel ve taşkınları önleyerek can ve mal güvenliğinin sağlanması ve yol güzergahlarının yeşillendirilmesi için uygun alanların ağaçlandırılması gereklidir. 4856 sayılı Kanunda yapılacak değişiklikle, ağaçlandırma konusunda uzmanlaşmış bir kurum olan Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak çalışmalarda, başarı ile kamu kaynaklarının verimli olarak kullanılmasının sağlanması hedeflenmiştir.
Son yıllarda meydana gelen orman yangınlarına yapılan tüm müdahalelere rağmen yangınların şiddetinin yüksekliği nedeniyle köy ve mahalleler gibi yerleşim birimleri zarar görmektedir. Yanan bu yerleşim birimlerinde yaşayan vatandaşlarda oluşan maddi zararın yanında can kaybı da meydana gelmektedir. Orman yangınları ile mücadelede hazırlık ve mücadele iş ve işlemleri Orman Koruma ve Yangınla Mücadele Dairesi Başkanlığı çatısı altında yürütmektedir. Ancak, Başkanlığın yukarıda belirtilen ormanların korunması ile yangınla mücadele görevlerini tek çatı altında yürütmesi hizmette etkinliği azaltmaktadır. Bu nedenle, 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunda yapılan değişiklikle, Orman Genel Müdürlüğünce ormanların korunması faaliyetlerinin, "Orman Koruma Dairesi Başkanlığı" ve "Orman Yangınları ile Mücadele Dairesi Başkanlığı" altında iki daire başkanlığı ile yerine getirilmesi amaçlanmaktadır.
Ayrıca, günümüzde bilgi iletişim teknolojileri; personel, bütçe, eğitim ve daha birçok faaliyetleri etkiler hale gelmiştir. Yapılan çalışmaların bir bütünlük dahilinde koordineli olarak tek elden yürütülmesine ihtiyaç duyulması nedeniyle 3234 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle "Bilgi Teknolojileri ve İletişim Daire Başkanlığının" kurulması öngörülmektedir.
Tasarı açıklanan gerekliliklerden dolayı hazırlanmıştır.
MADDE 1- Madde ile, 1/7/2003 tarihli ve 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanununda günün değişen koşullarına uygun olarak değişiklikler yapılmaktadır. Bu kapsamda;
a) Yaban hayvanlarının üretimi, bulundurulması ve araştırılmasına ilişkin usûl ve esaslar da belirlendiğinden, kapsam maddesi bu çerçevede yeniden düzenlenmiştir.
b) 4915 sayılı Kanunda günün değişen şartlarına uygun olarak bazı tanımlarda değişiklik yapılmıştır. 4915 sayılı Kanunun avlanma ve yaban hayatı yönetimine ilişkin maddelerinde "avlanma planları" ibaresi geçmektedir. Ancak, Kanunun 2 nci maddesinin (12) numaralı bendinde geçen "özel avlanma planı" ibaresi Kanunda geçen avlanma planlarının dışında farklıbir plan olarak algılanmaktadır. Bu nedenle, tanımdan "özel" ibaresi çıkarılmıştır. Ayrıca, yaban hayatı geliştirme sahalarının barındırdığı yaban hayvanları ve biyolojik çeşitlilik, avcılık ve av turizmi faaliyetlerinin yanı sıra, tüketime yönelik olmayan fotoğraf, film turları ve eko-turizm gibi faaliyetlerde de değerlendirilerek, milli ekonomiye kazandırılması amaçlanmaktadır.
Kanunun 2 nci maddesinin (20) numaralı bendinde geçen federasyon ve konfederasyon tanımına, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne bağlı federasyonlar ile karışıklığa sebep olunduğundan, açıklık getirilmiştir.
Kanundaki avcılık belgesi tanımında, avcılık belgesi alacakların silah taşıma ehliyetine sahip olmaları koşulu getirilmiştir. Ancak, 4915 sayılı Kanuna ve avlanma esas ve usullerini belirleyen Merkez Av Komisyonu (MAK) kararlarına göre avlanma sadece ateşli silahlarla yapılmamaktadır. Geleneksel kültürümüz olan atmaca ve eğitilmiş diğer hayvanlarla avlanma esasları da MAK kararlarında belirlenmiştir. Diğer taraftan, eğitilmiş hayvanlarla ve atmacacılık ile avlanacakların avcılık belgesi almaları koşulu getirilmiştir. Oysaki atmaca ve eğitilmiş hayvanlarla avlananlar yivli veya yivsiz tüfek kullanmamaktadır. Silah taşıma ehliyetine sahip olmaları da gerekmemektedir. Bu nedenle, avcılık belgesi tanımı bu çelişkiyi gidermek için değiştirilmiştir. Ayrıca, Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikte ateşli silahlarla avlanmak isteyenlerin, yivli veya yivsiz tüfek ruhsatnamesi sahibi olmaları gerektiği belirtilmiştir.
Kanunun 20 nci maddesinde geçen "Orman idaresi" ibaresinin kapsamı, yargıda bazı karışıklıklara sebep olduğundan tanımlara eklenmiştir.
c) Merkez Av Komisyonu ile il av komisyonlarının oluşumunda değişiklikler yapılmaktadır. Mevcut düzenlemede, Merkez Av Komisyonunda avcılık ve yaban hayatı ile ilgilenenlerin, bilimsel kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin dengeli bir şekilde temsil edilememesi sonucu, toplumun değişik kesimlerinin beklentilerinin bir kısmı karşılanamamaktadır. Ayrıca, il av komisyonlarının almış olduğu kararların aksine taleplerin değerlendirilmesinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle il av komisyonlarının yapısında değişikliğe gidilmiştir. Belirtilen mahsurların giderilmesi, alınacak kararların bilimsel verilere, araştırmalara ve envantere dayandırılması amacıyla bu konuda faaliyet gösteren dernek, vakıf, avcılık federasyonları ve konfederasyonlarının Merkez Av Komisyonuna katılımı sağlanarak alınacak kararların daha bilimsel olması amacıyla Merkez Av Komisyonu ile il av komisyonunun oluşumu yeniden düzenlenmiştir.
ç) Evcil hayvanların yaban hayatı alanlarına bırakılması yasaklanmaktadır. Av ve yaban hayvanlarının doğal yaşam alanlarına bırakılan sokak hayvanları zamanla yabanileşmekte ve yaban hayvanlarına özellikle bunların yavrularına büyük zararlar vermektedirler. Ülkemizde özellikle sokak hayvanları hayvan barınaklarında muhafaza edileceği yerde ormanlara, yaban hayvanlarının yaşam alanlarına bırakılmakta, aç ve susuz kalan sokak hayvanları sürüler oluşturarak yaban hayvanlarını avlamaktadır. 24/6/2004 tarihli ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda ilke olarak sokak hayvanlarının hayvan barınaklarında barındırılacağı belirtilmiş olmasına rağmen buna ilişkin bir yasaklayıcı hükme yer verilmemiştir. Bu nedenle düzenlemeye gidilmiştir.
d) Kanunun 2 nci maddesinin (21) numaralı bendinde yapılan değişikliğe paralel olarak, avlanmanın; avcılık belgesi ve avlanma izni alma koşuluna ve kanunlarla avda kullanılmasına izin verilen silahlarla avlanacakların ise silah taşıma ehliyetine sahip olmaları koşuluna bağlanması hususu düzenlenmektedir. Zira ateşli silahlar dışındaki, ruhsata bağlanması gerekmeyen araç ve gereçlerle avlanmak için silah taşıma ehliyetine sahip olunması gerekmemektedir. Bu kapsamda düzenlemeye gidilmiştir.
e) Avlama ücretlerinin tahsili ve alacakların takibi hususlarında Kanunda bulunan boşluğun giderilmesi amaçlanmaktadır.
f) Kanunun 2 nci maddesinin (12) numaralı bendinde yapılan değişikliğe paralel olarak "özel" ibaresi madde metninden çıkarılmakta ve sistematik bakımından madde metni yeniden düzenlenmektedir.
g) Bazı yaban hayvanlarının, yabancılar tarafından yurt içinde avlanılmasının ve kaçakçılığının önüne geçilmesi, yasa dışı yollarla yurdumuza kaçak hayvan sokulmasının önlenmesi ve yasa dışı yollarla yaban hayvanı kaçakçılığına ceza verilebilmesi amaçlanmaktadır.
Taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler, yaban hayatının korunması konusunda ülkemize sorumluluklar getirmektedir. Bu kapsamda bazı türlerin ticaretine yasaklama getirilmiş, bazı türler için ise ülkeler kendileri ticaretine düzenleme getirmiştir. 27/4/1996 tarihli ve 96/8125 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) kapsamında ticareti yasaklanan veya Bakanlıkça ticaretine düzenleme getirilen bazı yaban hayvanları yabancı uyruklu kişilerce ülkemizden çıkarılmak üzere kaçak olarak avlanmakta veya bu hayvanlar yurt dışından yasa dışı yollarla sokulmaktadır. CITES ile ticareti yasaklanan veya düzenleme getirilen bu yaban hayvanları gümrüklerde yakalandığında yasa dışı ihracat nedeniyle kanuni işlem yapılabilmekte, gümrük kapıları dışında henüz yurt içinde yakalandığında ise bu fiillere yasa dışı ihracat ve ithalat olarak işlem yapılamamaktadır. Bu nedenle, bazı yaban hayvanlarının, özellikle çok büyük paralarla satıldığı bilinen şahin ve atmacaların yurt dışına kaçırılmak üzere yabancılar tarafından yurt içinde avlanılmasının ve kaçakçılığının önüne geçilmesi, yasa dışı yollarla yurdumuza kaçak hayvan sokulmasının önlenmesi amacıyla uygulamada karşılaşılan bazı kanuni boşlukların giderilmesi, yasa dışı yollarla yaban hayvanı kaçakçılığına ceza verilebilmesi için 18 inci madde yeniden düzenlenmiştir.
ğ) 4915 sayılı Kanunun, 2521 sayılı Kanun, 6136 sayılı Kanun ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa uygun olarak yeniden düzenlenmesi amaçlanmaktadır.
4915 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde avda kullanılmasına izin verilen yivsiz av tüfeklerinin ruhsatsız olarak bulundurulması veya taşınması 5728 sayılı Kanunla değişik 2521 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi gereğince idari para cezası ile cezalandırılmakta ve bir ay içinde ruhsatlandırılmaması halinde bu silahların mülkiyeti kamuya geçirilmektedir. 6136 sayılı Kanun gereğince avda kullanılan yivli av silahlarına taşıma ruhsatı verilmesi Avcılık Belgesi alınması halinde olmaktadır. Dolayısıyla avcılık denetimlerinde suç oluşturacak silahlar sadece bulundurma ruhsatlı veya hiç ruhsatsız yivli av silahları olabilecektir.
Bu nedenle, 20 nci maddenin üçüncü fıkrasında değişiklik yapılarak yivsiz av tüfekleri ile ilgili 2521 sayılı Kanunun ilgili hükümlerinin uygulanacağı, ruhsatsız veya bulundurma ruhsatlı yivli av silahlarının ise Cumhuriyet savcılıklarına intikal ettirileceğine ilişkin 2521 ve 6136 sayılı kanunlar ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa uygun olarak yeniden düzenleme yapılmıştır.
h) Yaban hayatı alanlarına evcil hayvan bırakanlar için uygulanacak idari para cezası miktarı belirlenmiştir.
ı) Döner Sermaye İşletmesine gelir kaydedileceği belirtilen bedellerin, yasaklanan fiillerin orman sayılan yerlerde işlenmesi halinde Orman Genel Müdürlüğü Döner Sermaye İşletmesi bütçesine gelir kaydedileceği düzenlenmektedir.
4915 sayılı Kanunda Orman Genel Müdürlüğüne de av ve yaban hayatının korunması ile av hayvanlarına ve eşyalara el koyma yetkisi verilmektedir. El konulan av hayvanlarının, araç ve gereçlerin, motorlu vasıtaların satışları ve yasa dışı avlanan av hayvanlarının tazminatlarına ilişkin davalarının takibi 4353 sayılı Kanun gereğince orman sayılan yerlerde Çevre ve Orman Bakanlığının bağlı birimi olan ve özel kanunla kurulan Orman Genel Müdürlüğünce takip edilmektedir. Dolayısıyla orman sayılan yerlerde işlenen av kabahatleri nedeniyle Kanunun 28 inci maddesinde sayılan ve Çevre ve Orman Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesine yatırılan gelirlere esas olan kanuni işlemler de Orman Genel Müdürlüğünce takip edilmektedir. Bu gelirlere esas teşkil eden idari yaptırım kararlarına yapılan itirazlar sonucunda kararların kaldırılması halinde geriye dönük iade ayni veya nakdi işlemlerin yapılamaması, itirazları inceleyen mahkemelerce hasım olarak kararı alan birim tayin edildiğinden yargı giderlerinin karşılanması Orman Genel Müdürlüğü Döner Sermaye bütçesinden yapılmak zorunda olduğundan bu düzenleme yapılmıştır.
i) Kabahat fiilini ihbar edenlere, kabahatte kullanılan araç ve gereçlere el koyanlara ve fiili gerçekleştirenleri yakalayanlara ikramiye ödenmesi düzenlenmektedir.
Yaban hayatı kaynaklarının ülke ekonomisine doğrudan veya dolaylı olarak katkısı, orman varlığımız kadar önemli görülmektedir. Yaban hayatı, ekolojik dengenin en büyük unsuru ve tarımın sigortasıdır. Yaban hayatın korunması, yasa dışı avcılığın ve yasa dışı hayvan ticaretinin önlenmesi bu nedenle önemli görülmektedir.
Yaban hayatının ve yaşama alanlarının korunmasından sorumlu Çevre ve Orman Bakanlığının yaban hayatının korunması ve yönetimi ile ilgili görev alanı ülke topraklarının tamamıdır. Zira av ve yaban hayvanlarının yaşama alanları, ülkemizin ormanlarını, meralarını, kırsallarını, göllerini, barajlarını yani tüm ülkeyi kapsamaktadır. Bu nedenle, yasa dışı avcılıkla mücadelede, yaban hayatının korunmasında ihbar mekanizmasının sağlanması, görevlilerin teşvik edilmesi çok daha önem arz etmektedir. Zira ülkemizde 1.750.000 yivsiz tüfek sahibi kişi vardır. Bunlardan 300-400 bin kişinin fiilen avlandığı tahmin edilmektedir. Ancak, Çevre ve Orman Bakanlığından izin belgesi alarak kanuni olarak avlanan avcı sayısı 60-70 bin kişidir. Diğerleri yasa dışı avcılık yapanlardır. Buna karşılık tüm ülke alanında yaban hayatının korunmasından sorumlu Çevre ve Orman Bakanlığının taşra teşkilatında 200 civarında orman muhafaza memuru görev yapmakta, ormanların korunmasında da Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatında 5600 civarında orman muhafaza memuru görev yapmaktadır. Av ve yaban hayatının korunmasında en büyük destek özellikle Jandarma teşkilatı olmak üzere Genel Kolluk kuvvetleridir. Köy muhtarı ve ihtiyar heyetleri de av suçlarının takibinde görevli olmalarına rağmen çeşitli nedenlerle bu görevlerini gerektiği şekilde yerine getirememektedirler.
Değerleri çok cüzî miktarlar olan araç ve gereçlerin satış bedelleri ile yasa dışı avlanan yaban hayvanlarının tazminat bedellerinden ikramiye verilmesi, yaban hayatının korunmasında, özellikle yasa dışı avcılığın yapıldığı zor hava şartlarında, dağlarda, ormanlarda kaçak avcı takibinde bulunan genel kolluk kuvvetlerinin, yasa dışı avcılığın takibi ile görevli olanların moral ve motivasyonunu sağlayacağı düşünülmektedir.
Kanunun 28 inci maddesine eklenen bu fıkra ile yaban hayatının, özellikle koruma altında olan geyik, karaca, dağkeçisi, ayı gibi yaban hayvanlarının yasa dışı avcılığının önlenmesi için muhbir mekanizmasının çalıştırılması gerektiği düşünülerek düzenlemeye gidilmesi gerekli görülmüştür.
Diğer taraftan, Kanunda mülkiyeti kamuya geçirilecek ve satış bedellerinden ikramiye verilecek eşyalar, ses ve manyetik dalga yayan cihazlar, tuzak ve kapanlar ile benzeri araç ve gereçlerdir. Bunlar 4915 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde sayılmıştır. Ülkemizde yasa dışı en çok avlanan yaban hayvanları kanatlılardır. Bunların Çevre ve Orman Bakanlığınca belirlenen ve mahkemelerce hükmedilen tazminat bedelleri ise 100,00 TL. ile 600,00 TL. arasında olup, koruma altında olan ve nesli tehlikede olan kanatlıların tazminat bedelleri türlere göre 2.000,00 TL. ile 6.000,00 TL. arasında değişmektedir.
Uluslararası sözleşmeler kapsamında koruma altında olan ve daha çok yerleşim yerlerine uzak dağlık, kayalık ve ormanlık alanlarda yaşayan memeli yaban hayvanlarının tazminat bedelleri ise 4.000,00 TL. ile 18.000,00 TL. arasında değişmektedir. Çok cüzî olan bu miktarların ikramiye olarak verilmesi Bakanlığımız Döner Sermaye İşletmesinin gelirlerinde düşüş yaratmayacağı gibi, bu düzenleme ile yaban hayatı kaynaklarının çoğaltılması ülke ekonomisine dolaylı birçok katkı sağlayacaktır. Böylece ekolojik denge ve biyolojik çeşitlilik korunmuş olacaktır.
j) 4915 sayılı Kanuna maddeler ilave edilmektedir.
Eklenen ek 1 inci maddeyle, Devlet ormanları içerisinde ayrılan ve planlaması yapılan örnek avlaklarda, yaban hayvanlarının doğal olarak üretiminin sağlanması ve avlandırma hakkının gerçek ve tüzel kişilere, 6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesi hükümleri saklı kalmak üzere on yıla kadar, memeli türler için ise yirmidokuz yıla kadar verilebileceği düzenlenmektedir.
Sürdürülebilir yaban hayatı yönetimi ve işletmeciliği, Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaban hayvanı türlerinin biyolojik özellikleri ve ekolojik istekleri doğrultusunda yapılan planlar çerçevesinde gerçekleştirilmektedir.
Bu kapsamda, kurulması düşünülen avlaklarda avı yaptırılacak olan türler en az yedi yıl gibi uzun bir zamanda avlanma yaşına gelmektedirler. Avlanma planlarında, yaban hayvanı türlerine ve hayvanların yaşadıkları yaşam ortamlarının taşıma kapasitelerine göre her yıl hasat edilecek miktarlar belirlenmekte ve planlara işlenmektedir. Planlar genellikle hasadı yapılacak yaban hayvanlarının biyolojik ömürleri göz önüne alınarak uzun dönemli yapılmaktadır.
Plan hükümleri dâhilinde avlandırılacak veya hasadı yapılacak yaban hayvanı türlerinin büyük memeliler (domuz, karaca, geyik, yaban keçisi vs.) olmasından dolayı en az on yıllık dönemi içeren hasat planları yapılmıştır.
İşlettirilmesi düşünülen alanlarda arazi tahsisi yapılmayacak, üretime yönelik herhangi bir üretim tesisi kurulmayacak, avlak etüt-envanter sonucunda yapılan plan doğrultusunda hangi hayvan türü için oluşturulmuş ve kurulmuş ise adı geçen türün avlandırma hakkı yani avlağın işlettirilmesi ihale edilecektir.
8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 64 üncü maddesine göre ihale edilen söz konusu alanlarda ihale süresinin Maliye Bakanlığından izin alınmak suretiyle azami on yıl olabileceği hükmü bulunmaktadır.
Belirtilen nedenlerle, memeli türlerin avlaklarının on yıldan daha uzun süreli planlanması gerekli olup, müteşebbislerin bu alanlarda yatırım yapmalarını ve avlakların verimli işletilmesini temin etmek amacıyla kiralama süresi uzatılmaktadır.
k) Eklenen geçici 3 üncü madde ile, ellerinde av ve yaban hayvanları ile bunlardan elde edilen parçaları bulunduranlara verilecek bulundurma belgesi için düzenleme yapılmıştır.
Eklenen geçici 4 üncü madde ile, daha önce alınan Merkez Av Komisyonu kararının ve yıllık harç ödenerek vize edilen, bir yıl süreli geçerli olan avcılık belgelerinin geçerliliğine ilişkin düzenleme yapılmıştır.
MADDE 2- Madde ile, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Bu kapsamda;
a) Ormanlar sağladığı faydaları ile sadece bulunduğu ülke insanları için değil, bütün dünya insanları için önem kazanmaktadır. Ormanlar üzerinde tasarruf hakkı kullanılır iken bu hakkın tüm insanlık adına kullanıldığı gerçeği göz ardı edilmemelidir.
Madenlerin bulundukları yerlerde işletilmesi esastır. Yukarıda belirtilen gerçekler göz önüne alınarak kişilere, şirketlere veya belli zümrelere ormanlık alanlarda bulanan madenlerin bedelli olarak işletme hakkının verilmesiyle tüm insanların bu değer üzerindeki hakları korunacaktır. Bu hakkın belli bir kesime bedelsiz olarak kullandırılması söz konusu olamaz. Devlet idareleri hizmetlerini tüm kamu adına yürüttüklerinden kamu malı olan ormanlarda yürütecekleri madencilik faaliyetlerinden bedel alınmaması gerekir.
Belediyeler marifetiyle madencilik faaliyeti sonucu bozulan alanların tehlikeli olmayan atıklarla rehabilite edilmesi hedeflenmektedir. Bu şekilde çevre ve yeraltı suları zarar görmeyecek, dolayısıyla belediyelerin kontrolünde yapılması ile zararlı atıkların depolanmasının önüne geçilmiş olacaktır.
b) Orman sayılan alanlarda izin verilen tesisler arasına düzenli depolama tesisleri ve sokak hayvanları barınakları da dâhil edilmekte ve sanatoryumlar madde kapsamından çıkarılmaktadır.
Düzenli depolama alanı, "katı atık bertaraf tesisinin" vazgeçilmez mütemmim cüzü olup, ayrıştırmaya ve gerekli işlemlere tabi tutulan atıklardan geriye kalan ve bertarafı mümkün olmayan atıkların düzenli olarak depolanması bir zorunluluktur.
Şehir merkezlerine yakın hayvan bakımevleri halk sağlığını tehdit edeceğinden söz konusu bakımevlerinin şehir merkezinden uzak orman arazilerinde kurulması, ayrıca, nüfus artışı ile birlikte insanların şehir merkezlerinden uzak yerlerde hayatlarını idame ettirme isteği nedeni ile tapulu ve hazine arazilerine bakımevi yapılması gürültü, çevre kirliliği gibi şikayetlerin artırmasına neden olmaktadır. Bu düzenleme ile toplum sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve başıboş kedi ve köpeklerin barındırılması amaçlanmaktadır.
Daha önce orman sayılan alanlarda Sağlık Bakanlığı adına verilen sanatoryum izinleri gelişen tedavi yöntemleri sebebiyle ihtiyaç duyulmadığından iptalleri istenmekte veya diğer sağlık merkezlerine dönüştürülmektedir. Sağlık Bakanlığınca yapılacak sağlık tesislerine mevcut düzenleme içinde zaten izin verilebilmektedir. Özel şahıs ve şirketlerin sanatoryum talepleri ise bu gayeden uzak tamamen turizm işletmeciliğini hedeflediğinden, gelişen tedavi yöntemleri sebebiyle artık orman sayılan alanda yapılma mecburiyeti kalmayan sanatoryum ibaresi Kanun metninden çıkarılmıştır.
c) Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce yapılacak spor tesislerine 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında izin verilebileceği, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne ve il özel idarelerine verilen izinlerden bedel alınmayacağı düzenlenmektedir.
Devletin en önemli alt yapı hizmetlerini yapan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 5286 sayılı Kanun ile kaldırılması ile birlikte bu görevlerin büyük bir kısmının il özel idarelerine devredilmiş olması, yatırımların ve hizmetlerin artırılması amacıyla il özel idaresine orman sayılan alanlarda 6831 sayılı Orman Kanununa göre verilecek izinlerden bedel alınmaması hedeflenmektedir.
ç) 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre sağlık, eğitim ve spor tesis izinlerinin sadece Devlet idarelerine verilebileceği amir hüküm olması sebebiyle bu maksatla verilen izinlere konu tesislerin kiralanamayacağı, ancak bu tesislerdeki otopark, kantin gibi ünitelerin kiraya verilmesi, diğer izinlerde ise izin verilen tesislerin tamamının veya bir bölümünün kiralanması veya özelleştirme kapsamında işletme hakkının devredilebilmesi yönünde yeni bir düzenleme gereği hasıl olmuştur.
Buna bağlı olarak, 6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasınca orman sayılan alandan izinli tesislerin, gerek izin lehtarının talep etmesi gerekse 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun veya 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun çerçevesinde;
- Sadece Devlete ait sağlık, eğitim ve spor tesislerine izin verilebileceği 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasında amir hüküm olması nedeniyle, bu amaçla verilen izinlerin asıl izin veriliş amacı olan eğitim, sağlık ve spor tesislerinin işletme hakkının devredilemeyeceğinden bu izinlerin mütemmim cüzü olan otopark, kantin gibi ünitelerinin işletme hakkının devredilebilmesi,
- 6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasını iptal eden Anayasa Mahkemesinin 17/12/2002 tarihli ve E: 2000/75, K: 2002/200 sayılı Kararı 8/11/2003 tarihli ve 25283 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Bu Kararın yayım tarihinden sonra Çevre ve Orman Bakanlığınca yeni turizm izni verilmediği, ancak eski turizm izinlerinde Orman Arazilerinin Tahsisi Hakkında Yönetmelik ve taahhüt senedi hükümlerine göre işletme hakkının üçüncü kişi veya kuruluşlara kiraya verilmesi halinde, kiraya verenlerden kira bedeli üzerinden, son kiracı olan işleticiden ise işletme hasılatı üzerinden yüzde iki (%2) gayrisafi yıllık gelir payı tahsil edildiğinden bu izinler hariç diğer izinlerin işletme haklarının devredilmesi halinde pay alınması,
- 6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesinin üçüncü maddesine göre genel bütçeli idarelere verilen izinlere konu tesislerin ileri teknoloji veya yüksek maddi kaynak gerektirmesi nedeniyle yap-işlet-devret modeli çerçevesinde yaptırılması halinde izin sahibinin genel bütçeli idareler olması herhangi bir kamu kaynağı kullanılmadan bu idarelerin yatırımlarını gerçekleştirmeleri nedeniyle bedel alınmamış olup 3996 sayılı Kanun kapsamında yaptırılanlardan ve izin lehtarının kiracıdan bedel almaması durumunda bedel alınmayacağı hususlarında düzenleme yapmak ve bu konudaki mevcut olan hukuki boşluğun giderilmesi hedeflenmiştir. 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yapılan uygulamalara açıklık getirilmesi öngörülmüştür.
d) 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesi hükümlerine göre 8/11/2003 tarihinden önce turizm amaçlı tesisler için verilen izinler ile diğer izin haklarının kesin olarak devam etmesi, izinli saha içinde kalmak kaydıyla mevcut tesislere tadilat, kapasite, tür ve sınıf değişikliği izni verilebilmesi ve ayrıca, Çevre ve Orman Bakanlığınca verilen tadilat, kapasite, tür ve sınıf değişikliği izni dahil olmak üzere daha önce turizm amaçlı tesisler için verilen izinler ile diğer izinlerin irtifak hakkına dönüştürülmesinin izin sahibi tarafından talep edilmesi halinde, izin sahibi lehine bu Kanunun 115 inci maddesine göre irtifak hakkı tesis edilebilmesi amaçlanmaktadır.
6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasını iptal eden Anayasa Mahkemesinin 17/12/2002 tarihli ve E.: 2000/75, K.: 2002/200 sayılı Kararı 8/11/2003 tarihli ve 25283 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Bu Karar gereğince yayım tarihinden sonra Çevre ve Orman Bakanlığınca yeni turizm izni verilmemektedir. Ancak, 8/11/2003 tarihinden önce orman sayılan alanlardan kırkdokuz veya doksandokuz yıl süreyle verilen ve kazanılmış bir hak olan turizm izni ve diğer izinlerin zaman içerisinde izinli tesislerin yıpranması nedeniyle meydana gelecek tadilat, kapasite, tür ve sınıf değişikliği izinlerinin denetim altına alınması, sektörlerdeki gelişmeler nedeniyle tesislerin yenilenmesi, günün şartlarına uyarlanmasının bir zorunluluk olması ve mevcut izinlerin kazanılmış bir hak olması nedeniyle izin başlangıcında alınan taahhüt senedi hükümlerine göre izin süresi sonuna kadar izin iş ve işlemlerinin yürütülebilmesi, mevcut izinli saha içinde kalmak kaydıyla zaman içinde meydana gelecek ihtiyaçların, kapasite, tür ve sınıf değişikliği izni ve tadilatların yapılabilmesi amaçlanmıştır.
MADDE 3- Madde ile, 1/5/2003 tarihli ve 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda değişiklik yapılmaktadır. Bu kapsamda;
a) Çevre ve Orman Bakanlığının görevleri arasına, orman sınırları içinde veya dışındaki yerler ile ilgili kurumlardan gerekli iznin alınması veya tahsisin sağlanması şartıyla kamuya ait her türlü arazide etüt ve/veya proje işleri ile ağaçlandırmaları yapmak veya yaptırmak; orman içi, orman kenarı ve orman üst sınırı meralar ile Devlet ormanları içindeki otlak, yaylak ve kışlakları özel mevzuatına göre ıslah etmek, otlatma amenajman planlarını yapmak veya yaptırmak ve devamlı ve geçici fidanlıklar kurmak, fidan üretmek ve ürettirmek, idari, teknik ve ekonomik yönden fidan üretimine ihtiyaç duyulmayan devamlı ve geçici fidanlıkları kapatmak, özel orman fidanlığı tesis etmek isteyen gerçek ve tüzel kişileri desteklemek, orman bitki türlerine ait genetik kaynakları onaylamak, kayıt altına almak, tohumlukların ve fidanların üretilmesi, sertifikasyonu, ticareti ve piyasa denetimi ile ilgili iş ve işlemleri yapmak veya yaptırmak görevleri eklenmektedir.
Kamu kurum ve kuruluşlarının, özel mülkiyetlerinde ve/veya kullandıkları hazine arazilerinde bugüne kadar yaptıkları ağaçlandırmalarda; teknik bilgilerinin yetersizliği, kamu kurum ve kuruluşlarının organizasyon yapısının ağaçlandırma çalışmalarına uygun olmaması nedeniyle istenilen başarı sağlanamamıştır.
4856 sayılı Kanunla, Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü kurulmuş; orman ve orman rejimine alınacak yerlerde ağaçlandırma çalışmaları yapmak ve erozyon kontrolü tedbirleri almakla görevlendirilmiştir.
Küresel ısınma ile mücadelede, karbon yutaklarından biri olan orman alanlarının artırılması, tabiatta bozulan dengenin yeniden tesisi ile su rejiminin düzenlenmesi, erozyon, sel ve taşkınlar ile barajların siltasyonla dolmasının önlenmesi, şehirlerimizin etrafında ormanlar kurarak gürültü, çevre ve hava kirliliğinin önlenmesi, su kaynaklarının korunması, halkın rekreasyon ihtiyacının karşılanması, sel ve taşkınları önleyerek can ve mal güvenliğinin sağlanması ve yol güzergahlarının yeşillendirilmesi için uygun alanların ağaçlandırılması gereklidir.
Kamu kurum ve kuruluşlarının, özel mülkiyetlerinde ve/veya kullandıkları hazine arazilerinde yapılacak ağaçlandırmaların, ağaçlandırma konusunda uzmanlaşmış bir kurum olan Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü tarafından yapılması, çalışmalarda başarı ile kamu kaynaklarının verimli olarak kullanılması sağlanacaktır.
Ülkemizde ilk fidanlık 1925 yılında kurulmuş, zaman içerisinde ortaya çıkan ihtiyaçlarla fidanlık sayısı 160 adede kadar ulaşmıştır. Halen 114 adet fidanlık bulunmaktadır. Ağaçlandırma çalışmaları büyük ölçüde tamamlanan yerlerde fidanlıklara ihtiyaç azalmaktadır. Uzun yıllar fidan üretimi yapılan bazı fidanlıkların toprak özellikleri bozulmuştur. Bu tür fidanlıkların ıslahı ekonomik olmamaktadır. Ayrıca bazı fidanlıkların da coğrafi konumları nedeniyle; ulaşımda, iş gücü temininde, iş güvenliği ve sağlık hizmetlerinin sağlanmasında zorluklar yaşanmaktadır.
Bu nedenlerle, teknik, ekonomik ve idari yönden işlevini kaybeden fidanlıkların kapatılması ve yeni ağaçlandırma sahalarına yakın yerlerde fidanlıklar kurulması veya ihtiyaca göre fidan ürettirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, 5553 sayılı Tohumculuk Kanununun 40 ıncı maddesi ile Çevre ve Orman Bakanlığına verilen "orman bitki türlerine ilişkin olarak genetik kaynakların kaydı, tohumlukların üretilmesi, sertifikasyonu, ticareti ve piyasa denetimi iş ve işlemleri" görevlerin Bakanlık kuruluş kanununa dercedilmesi maksadıyla söz konusu düzenleme yapılmıştır.
b) Çevre ve Orman Bakanlığının ana hizmet birimlerinden olan Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğünün görevleri arasına, ağaçlandırma ve erozyonla ilgili görevler eklenmektedir.
Gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının yapmış olduğu ağaçlandırma, imar-ihya çalışmalarına teşvik veya destek verilmekte iken ülkemizin en önemli problemlerinden biri olan erozyonla daha fazla mücadele edebilmek için erozyon kontrolü çalışmalarının bu kapsama dâhil edilmesine ihtiyaç duyulmuştur.
Türkiye; 1132 m. ortalama yükseklikte, dağlık ve engebeli bir topoğrafik yapıya sahiptir. İklim yarı kurak, yağışlar düzensiz ve şiddetli sağanak şeklindedir. Topraklarımızın yaklaşık 3/4‘ü şiddetli ve çok şiddetli erozyona maruzdur. Üst havzalardaki ormansızlaşma, bitki örtüsü kaybı, yanlış ve amaç dışı arazi kullanımı şiddetli erozyon ve taşkın ile sonuçlanan aşırı yüzeysel akışa sebep olmaktadır. Bu etkiler tarım, hayvancılık ve barajların verimliliği gibi ekonomik faaliyetler üzerinde önemli olumsuz etkiler yapmakta, ciddi can ve mal kayıplarına yol açmaktadır.
Havzaya düşen yağışların yüzeysel akışa geçerek sel ve taşkınlara sebep olmasını engelleyici tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bu tedbirlerin en önemlisi sel havzalarının üst kısımlarında, yani su toplama bölgesinde uygulanacak erozyon kontrolü tedbirleridir.
Çalışmaların daha yaygın ve başarılı olması için sel havzalarında faaliyet gösteren bütün kurum ve kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, havzada yaşayan halk ile birlikte entegre havza ıslah projeleri hazırlanarak koordineli çalışmalar yapılmalıdır. Böylece, akarsu havzalarında yaygın olarak görülen, can ve mal kayıplarına sebep olan sel ve taşkınlar önemli ölçüde engellenecektir. Su toplanma havzalarının akışı düzene girecek ve elde edilen suyun kalitesi artacaktır.
Ülkemizin yüksek dağlık kesimlerinde can ve mal kaybına sebep olan çığ hareketlerine sık rastlanmaktadır. Çığ önleme tedbirleri konusunda yapılan çalışmalar yeterli olmamış teorik düzeyde kalmıştır. Orman ve orman üstü havzalarda çığ önleme tedbirlerinin alınması gerekmektedir.
Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü faaliyetlerinden olan ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon, orman ağaçları tohum ve fidan üretimi, mera ıslahı ve projelendirme işleri özel ihtisas gerektiren çalışmalardır. Görev alanına giren konularda iş tarifleri, birim zaman analizleri ve birim fiyat tespitleri bu Genel Müdürlükçe yapılmalıdır.
Türkiye coğrafi konumu nedeni ile çölleşmeye duyarlı ülkeler arasında yer almaktadır. Küresel iklim değişikliği bu duyarlılığı daha da artırmaktadır. Ülkemiz, 17 Haziran 1994 tarihinde Birleşmiş Milletlerce hazırlanan çölleşme ile mücadele sözleşmesine 1998 yılında taraf olmuştur. Çölleşme ile Mücadele Ulusal Eylem Programını hazırlayarak yürürlüğe koymuştur.
Ulusal eylem programındaki faaliyetlerin koordinesi, yürütülmesi, izlenmesi görevi Bakanlıkça yürütülmekte ve bu görevin kuruluş kanununda yer alması maksadıyla düzenleme yapılmıştır.
MADDE 4- Madde ile 31/10/1985 tarihli ve 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunda değişiklik yapılmaktadır. Bu kapsamda;
a) 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna yeni kurulacak daire başkanlığının, Kanunun 6 ncı maddesinde yer alan anahizmet birimleri arasına eklenmesi yolunda düzenleme yapılmıştır.
b) 3234 sayılı Kanunun 7 nci maddesinde yapılacak değişiklik ile yeni kurulacak daire başkanlıklarından Orman Koruma Dairesi Başkanlığının görev tanımları Kanuna eklenmiştir.
c) 3234 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin ardından eklenecek yeni bir madde ile yeni kurulacak daire başkanlıklarından Orman Yangınları ile Mücadele Dairesi Başkanlığının görev tanımları Kanuna eklenmiştir.
ç) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Daire Başkanlığı kurulabilmesi için gerekli düzenleme yapılmıştır.
d) Yeni kurulacak daire başkanlığının görevlerinin ilgili Kanunda yer alabilmesi için düzenlenmiştir.
e) 3234 sayılı Kanunun eki (1) sayılı cetvelin "Anahizmet Birimleri" bölümü yeniden düzenlenmiştir.
f) 3234 sayılı Kanunun eki (1) sayılı cetvelin "Yardımcı Birimler" bölümünün 4 üncü sırası "Bilgi Teknolojileri ve İletişim Dairesi Başkanlığı" olarak yeniden düzenlenmiştir.
MADDE 5- Madde ile 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki Orman Genel Müdürlüğüne ilişkin bölümünde gerekli kadro düzenlemeleri yapılmıştır.
MADDE 6- Yürürlük maddesidir.
MADDE 7- Yürütme maddesidir.
a) 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "avcılığın, av turizminin, yaban hayvanlarının üretiminin, ticaretinin düzenlenmesini," ibaresi "avcılığın, av turizminin, yaban hayvanlarının üretiminin, ticaretinin ve bulundurulmasının düzenlenmesini, yaban hayatının araştırılmasını," şeklinde değiştirilmiştir.
b) 2 nci maddesinin birinci fıkrasının; (10), (12), (20) ve (21) numaralı bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.
"10) Örnek avlak: Devlet avlakları ve genel avlaklar ile yaban hayatı geliştirme sahaları içinde Bakanlıkça belirlenecek esaslara göre ayrılan ve işletilen veya işlettirilen avlakları,"
"12) Yaban hayatı geliştirme sahası: Av ve yaban hayvanlarının ve yaban hayatının korunduğu, geliştirildiği, av hayvanlarının yerleştirildiği, yaşama ortamını iyileştirici tedbirlerin alındığı ve gerektiğinde avlanma planı çerçevesinde avlanmanın, fotoğraf ve film çekimi turları ile eko-turizm faaliyetlerinin yapılabildiği, Bakanlıkça belirlenecek esaslara göre ayrılan ve işletilen veya işlettirilen sahaları,"
"20) Gönüllü kuruluş: Maksadı av ve yaban hayatının korunması ve geliştirilmesi olan ve bu alanda faaliyet gösteren vakıf, dernek veya bunların oluşturduğu 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 96 ncı ve 97 nci maddeleri ile 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanunu hükümlerine göre kurulmuş federasyon ve konfederasyonlar gibi sivil toplum kuruluşlarını,
21) Avcılık belgesi: Onsekiz yaşını doldurmuş, avcılık ve av yaban hayatı ile ilgili eğitim almış ve yapılan imtihanda başarılı olmuş kişilere verilen belgeyi,"
"33) Orman idaresi: İl Çevre ve Orman Müdürlükleri ile Orman İşletme Müdürlüğü ve bağlı birimlerini,"
c) 3 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Merkezde, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü veya Genel Müdür Yardımcısı başkanlığında, Genel Müdürlük merkez teşkilâtı ilgili birimlerinden dört, bir bitki koruma uzmanı ve bir veteriner hekim olmak üzere Tarım ve Köyişleri Bakanlığını temsilen iki, Jandarma Genel Komutanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü ve örnek veya özel avlak işletmecilerini temsilen birer, yaban hayatı veya biyoloji bölümü bulunan fakülteleri temsilen üç, yaban hayatı koruma, geliştirme, araştırma ve gözleme faaliyetlerinde bulunan gönüllü kuruluşları temsilen iki, dokuz coğrafi bölge esas alınarak avcı kuruluşlarını temsilen birer olmak üzere toplam yirmibeş üyeden teşekkül eden Merkez Av Komisyonu kurulur.
İllerde, valinin veya görevlendireceği vali yardımcısının başkanlığında; İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı teşkilâtını temsilen ikişer, Jandarma teşkilâtı, Emniyet teşkilâtı ve gönüllü kuruluşları temsilen birer, mahalli avcı kuruluşlarından üç üye olmak üzere toplam onüç üyeden teşekkül eden İl Av Komisyonu kurulur."
ç) 4 üncü maddesinin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Yaban hayatı alanlarına kedi, köpek gibi evcil hayvanlar bırakılamaz."
d) 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Avda kullanılmasına izin verilen yivli veya yivsiz tüfeklerle avlanacakların, silah taşıma ruhsatına sahip olmaları zorunludur."
e) 8 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Avlama ücretlerini yatırmayanlar hakkında Bakanlıkça 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır."
f) 12 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Özel kanunlarla veya Merkez Av Komisyonunca avlanmanın yasak edildiği yerlerde ve 2 nci maddenin (11) ve (13) numaralı bentlerinde tanımlanan saha ve istasyonlarda avlanılamaz. Ancak buralarda av ve yaban hayvanlarının çoğaldığı ve zararlı olduğu hâllerde avlanmaya Bakanlıkça izin verilebilir. 2 nci maddenin (12) numaralı bendinde tanımlanan sahalarda, avlanma planlarına göre Bakanlıkça verilecek izinle avlanılabilir."
g) 18 inci maddesinin, birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiş ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Taraf olunan uluslararası sözleşmelerle ticareti yasaklanan veya düzenleme getirilen, korunan veya avlanmasına izin verilen yaban hayvanlarının, yabancı turistler tarafından izinsiz avlanması yasa dışı ihracat teşebbüsü olarak kabul edilir ve tamamlanmış olarak 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3 üncü maddesinin onikinci fıkrası gereğince cezalandırılır."
"Taraf olunan uluslararası sözleşmelerle ticaretine düzenleme getirilen türler ile bu Kanun kapsamında mevzuata uygun olarak avlanan av hayvanları ve bunlardan elde edilen parçaların ticaretini denetlemeye ve kısmen veya tamamen yasaklamaya, bunların ticaretinden Döner Sermaye İşletmesine gelir alınması ile ilgili usul ve esasları düzenlemeye Bakanlık yetkilidir. Uluslararası sözleşmelerle ticaretine düzenleme getirilen ve ticareti Bakanlıkça kısmen veya tamamen yasaklanan ve izinsiz olarak yurt dışından getirilen yaban hayvanlarının canlı veya cansız olarak ve bunların et, yumurta, deri, post, boynuz ve benzeri parçaları ile bunların türevlerinin satın alınması, satılması ve bulundurulması yasa dışı ithalat olarak kabul edilir ve 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası gereğince cezalandırılır."
ğ) 20 nci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"6 ncı maddede belirtilen ve avda kullanılmasına izin verilen yivsiz av tüfeklerinden, başkasına ait ruhsatlı yivsiz av tüfeğini avda kullananlar ile ruhsatsız yivsiz av tüfeğini avda kullananların tüfeklerine el konulur. Bu tüfekler hakkında, 11/9/1981 tarihli ve 2521 sayılı Avda ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı ve Bulundurulmasına Dair Kanunun 13 üncü maddesi hükmü uygulanır. 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna göre bulundurulması ve taşınması yasak olan ruhsata tâbi her nevi ateşli yivli av silahlarını ruhsatsız olarak avda kullananların tüfek ve silahlarına el konularak soruşturma evrakı ile birlikte mahallî Cumhuriyet başsavcılığına intikal ettirilir."
h) 21 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ve altıncı" ibaresi ", altıncı ve dokuzuncu" olarak değiştirilmiştir.
ı) 28 inci maddesinin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Bu maddede Döner Sermaye İşletmesine gelir kaydedileceği belirtilen bedeller, yasaklanan fiillerin orman sayılan yerlerde işlenmesi hâlinde Orman Genel Müdürlüğü Döner Sermaye İşletmesi bütçesine gelir kaydedilir."
i) 28 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"İkramiye ödenmesi
MADDE 28/A- Mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı kesinleşen ve Bakanlık ile Orman Genel Müdürlüğünce satılan, kabahatin konusunu oluşturan araç, gereç ve vasıtaların; kabahatin işlenmesi suretiyle elde edilen cansız av hayvanları ve avlanan hayvanlardan elde edilen ürünlerin satış bedelleri ile av ve yaban hayvanlarının hükmedilen tazminat bedellerinin, satış masrafları düşüldükten sonra kalanın yüzde yirmisinin muhbirlere, yüzde otuzunun el koyanlara olmak üzere toplam yüzde ellisi Döner Sermaye İşletmesinin ilgili hesaplarından ikramiye olarak ödenir. İhbarsız yakalamalarda ikramiyenin tamamı el koyanlara ödenir. Genel kolluk ile av yasaklarının takibi ile yükümlü olanlara muhbir ikramiyesi ödenmez. İkramiyeye, ancak yakalama ve el koyma eylemine bizzat ve fiilen katılan 20 nci maddede sayılan genel kolluk ile av yasaklarının takibi ile görevli olanlar hak kazanır.
Bu madde gereğince el koyanlara verilecek ikramiyenin tutarı olay başına (30.000) gösterge rakamının, satışın gerçekleştiği tarihte veya tazminat bedellerinin Döner Sermaye İşletmesine gelir kaydedildiği tarihteki memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçemez. Bir yılda ödenecek ikramiye (120.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçemez."
j) 34 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Hak devri
EK MADDE 1- Devlet ormanları içinde ayrılan ve planlaması yapılan örnek avlaklarda, yaban hayvanlarının tabii olarak üretiminin sağlanması ile gerçek ve tüzel kişilere avlandırma hakkı, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesi hükümleri saklı kalmak üzere on yıla kadar, memeli türler için ise yirmidokuz yıla kadar verilebilir."
k) Geçici 2 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddeler eklenmiştir.
"Bulundurma belgesi
GEÇİCİ MADDE 3- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ellerinde av ve yaban hayvanları ile bunlardan elde edilen parça ve türevleri bulunduranların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde müracaatları hâlinde kendilerine bulundurma belgesi düzenlenir. Belge düzenlenmesine ilişkin iş ve işlemler Bakanlıkça yürütülür.
Mevcut avcılık belgeleri
GEÇİCİ MADDE 4- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği malî yıl için harcı yatırılarak vize edilen avcılık belgeleri, bir sonraki malî yılbaşına kadar; Merkez Av Komisyonu ve il av komisyonlarının almış olduğu kararlar ise bir sonraki Merkez Av Komisyonu kararının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihe kadar geçerlidir."
MADDE 2- 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun;
a) 16 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Devlet ormanları hudutları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve alt yapı tesislerine bedeli alınarak Çevre ve Orman Bakanlığınca ruhsat süresini geçmemek üzere izin verilebilir. Devletçe, baraj, gölet, liman ve yol gibi yapılarda dolgu maksatlı kullanılan her türlü yapı ham maddesi üretimi için yapılacak madencilik faaliyetleri ile zorunlu tesislerinden bedel alınmaz."
"Madencilik faaliyetleri neticesinde tabii yapısı bozulan alanların, inşaat, yıkıntı ve hafriyat atıkları ile doldurularak ağaçlandırmaya hazır hale getirilmesi maksadıyla mücavir alanlarda büyükşehir belediyelerine ve il belediyelerine bedeli karşılığında izin verilebilir."
b) 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasının ilk cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Savunma, ulaşım, enerji, haberleşme, su, atıksu, petrol, doğalgaz, altyapı, katı atık bertaraf ve düzenli depolama tesislerinin; baraj, gölet, sokak hayvanları barınağı ve mezarlıkların; Devlete ait sağlık, eğitim ve spor tesislerinin ve bunlarla ilgili her türlü yer ve binanın Devlet ormanları üzerinde bulunması veya yapılmasında kamu yararı ve zaruret bulunması hâlinde, gerçek ve tüzel kişilere bedeli mukabilinde Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir."
c) Ek 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"EK MADDE 9- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce yapılacak spor tesislerine 17 nci maddenin üçüncü fıkrası esaslarına göre izin verilebilir.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne ve il özel idarelerine bu Kanuna göre verilen izinler ile 3/1/2005 tarihli ve 5286 sayılı Kanunla İstanbul ve Kocaeli büyükşehir belediyelerine devredilen hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla adı geçen büyükşehir belediyelerine bu Kanuna göre verilen izinlerden bedel alınmaz."
ç) Ek 10 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"EK MADDE 11- 17 nci maddenin üçüncü fıkrasına göre; Devlete ait sağlık, eğitim ve spor tesisi yapımı maksadıyla verilen izinlere konu tesislerin aslî üniteleri dışındaki bölümlerinin, diğer izinlerde ise izin verilen tesislerin tamamının veya bir bölümünün kiralanmasına veya özelleştirme ya da yap-işlet-devret modeli uygulamaları kapsamında işletme hakkının devredilmesine izin verilebilir.
Turizm tesisleri hariç diğer izinli tesislerin kiralanmasından dolayı izin sahibince bedel alınması durumunda orman sayılan alana isabet eden kira bedelinin yüzde ellisi her yıl Orman Genel Müdürlüğü özel bütçe hesabına yatırılır.
17 nci maddenin üçüncü fıkrasına göre genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına izin verilen alanlar ve bu alanlarda yapılan faaliyetlerle ilgili tesislerin 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında işletme hakkının devredilmesi hâlinde, orman sayılan alanların, bu alanların üzerinde bulunan tesislerin, her türlü yer ve binaların izin bedeli olarak, işletici tarafından işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalanma tarihinden itibaren üç ay içinde işletme hakkı devir bedeli üzerinden, ormanlık alanların devredilen toplam kullanım alanları içindeki yüzde oranı dikkate alınarak hesaplanacak tutarın binde beşi, bir defaya mahsus olmak üzere defaten Orman Genel Müdürlüğü özel bütçe hesabına yatırılır.
17 nci maddenin üçüncü fıkrasına göre genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına izin verilen alanlar ve bu alanlarda yapılan faaliyetlerle ilgili tesislerin 4046 sayılı Kanun ve 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun kapsamında yap-işlet-devret modeli ile yaptırılması hâlinde, yapılacak her türlü tesis, yer ve binalardan ayrıca bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce Devlet idareleri ile kamu kurum ve kuruluşlarına verilen izinlerin özelleştirme veya yap-işlet-devret modeli kapsamında devredilenlerinden herhangi bir bedel alınmaz. İzin sahibinin bu süre içinde, izin başlangıcında alınan taahhüt senedinden doğan malî yükümlülükleri hariç diğer yükümlülükleri aynen devam eder."
d) Geçici 7 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 8- 17 nci madde hükümlerine göre 8/11/2003 tarihinden önce verilen turizm ve diğer izinlerin kesin izin hakları devam eder, izinli saha içinde kalmak kaydıyla mevcut tesislere tadilat, kapasite, tür ve sınıf değişikliği izni verilebilir. Çevre ve Orman Bakanlığınca verilen tadilat, kapasite, tür ve sınıf değişikliği izinleri dâhil olmak üzere daha önce turizm amaçlı tesisler için verilen izinler ile diğer izinlerin irtifak hakkına dönüştürülmesinin izin sahibi tarafından talep edilmesi hâlinde, izin sahibi lehine 115 inci maddeye göre irtifak hakkı tesis edilebilir."
MADDE 3- 1/5/2003 tarihli ve 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun;
a) 2 nci maddesinin (o), (p) ve ® bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"o) Orman sınırları içinde veya dışındaki yerler ile ilgili kurumlardan gerekli iznin alınması veya tahsisin sağlanması şartıyla kamuya ait her türlü arazide etüt ve/veya proje işleri ile ağaçlandırmaları yapmak veya yaptırmak."
"p) Orman içi, orman kenarı ve orman üst sınırı meralar ile Devlet ormanları içindeki otlak, yaylak ve kışlakları özel mevzuatına göre ıslah etmek, otlatma amenajman planlarını yapmak veya yaptırmak.
r) Devamlı ve geçici fidanlıklar kurmak, fidan üretmek ve ürettirmek, idarî, teknik ve ekonomik yönden fidan üretimine ihtiyaç duyulmayan devamlı ve geçici fidanlıkları kapatmak, özel orman fidanlığı tesis etmek isteyen gerçek ve tüzel kişileri desteklemek, orman bitki türlerine ait genetik kaynakları onaylamak, kayıt altına almak, tohumlukların ve fidanların üretilmesi, sertifikasyonu, ticareti ve piyasa denetimi ile ilgili iş ve işlemleri yapmak veya yaptırmak."
b) 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 11 - Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) Orman sınırları içinde veya dışındaki yerler ile ilgili kurumlardan gerekli iznin alınması veya tahsisin sağlanması şartıyla kamuya ait her türlü arazide ağaçlandırma ve erozyon kontrolü faaliyetlerini yapmak ve yaptırmak. Entegre havza ıslahına ait plan ve projeleri yapmak, yaptırmak ve koordinasyonunu yürütmek.
b) Orman içi, orman kenarı ve orman üst sınırı meraları ıslah etmek.
c) Orman bitki türlerine ilişkin olarak genetik kaynakların kaydı, tohumlukların ve fidanların üretilmesi, sertifikasyonu, ticareti ve piyasa denetimi iş ve işlemlerini yapmak ve yaptırmak.
d) Gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının ağaçlandırma, imar-ihya, erozyon kontrolü çalışmaları ile fidanlık tesis etmesi ve işletmesini teşvik etmek ve desteklemek.
e) Sellerin ve taşkınların kontrol altına alınması, heyelanların ve çığların önlenmesi maksadıyla dere, çay ve ırmakların su toplama havzalarında çalışmalar yapmak ve yaptırmak.
f) Görev alanına giren konularda iş tarifleri ve birim zaman analizlerini yapmak, yaptırmak ve birim fiyatları tespit etmek.
g) Çölleşme ile mücadele konusunda her türlü çalışmayı yapmak ve yaptırmak.
h) Bakanlık Makamınca verilen benzeri görevleri yapmak."
MADDE 4- 31/10/1985 tarihli ve 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun;
- a) 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
a) Orman Koruma Dairesi Başkanlığı,
b) Orman Yangınları ile Mücadele Dairesi Başkanlığı,
c) Orman İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanlığı,
d) Kadastro ve Mülkiyet Dairesi Başkanlığı,
e) İşletme ve Pazarlama Dairesi Başkanlığı,
f) Silvikültür Dairesi Başkanlığı,
g) İnşaat ve İkmal Dairesi Başkanlığı."
b) 7 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Orman Koruma Dairesi Başkanlığı
MADDE 7- Orman Koruma Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Ormanları usulsüz müdahalelerden korumak,
b) Ormanlarda tahribata yol açan hastalık ve her çeşit orman zararlılarını önlemek ve bunlarla mücadele etmek,
c) Ormanlarda ve orman içindeki otlak, yaylak ve kışlaklardaki otlatmayı düzenlemek,
d) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 23 üncü ve 24 üncü maddelerine istinaden tefrik edilen muhafaza ormanlarının ayrılması ve idaresi ile ilgili iş ve işlemleri yapmak,
e) Ormanların muhafazası ile ilgili gerekli mevzuat düzenlemelerini hazırlamak,
f) Genel Müdürlükçe verilecek benzeri görevleri yapmak."
c) 7 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Orman Yangınları ile Mücadele Dairesi Başkanlığı
MADDE 7/A- Orman Yangınları ile Mücadele Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Orman yangınlarının çıkmasına mani olmak için her türlü tedbiri almak,
b) Orman yangınları ile mücadele tekniklerini güçlendirmek,
c) Orman yangınlarına müdahale sürelerini kısaltarak yangın zararlarını en aza indirmek,
d) Orman yangınları hizmetleri ile ilgili gerekli mevzuat düzenlemelerini hazırlamak,
e) Genel Müdürlükçe verilecek benzeri görevleri yapmak."
ç) 19 uncu maddesinin (d) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"d) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Dairesi Başkanlığı."
d) 23 üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Bilgi Teknolojileri ve İletişim Dairesi Başkanlığı
MADDE 23- Bilgi Teknolojileri ve İletişim Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Genel Müdürlük bünyesinde ihtiyaç duyulan yazılımları veya yazılım geliştirme araçlarını belirlemek, geliştirmek ve tedarik etmek,
b) Genel Müdürlük bilgi iletişim çalışmaları için gereken her türlü donanım ve çevre birimlerini tedarik etmek ve gerekli teknik desteği sağlamak,
c) Bilişim teknolojisinde gelişmelere uygun olarak birimlerin ihtiyaç duyduğu alanlarda daha etkin ve verimli bilgi, belge ve iş akışı düzenini kurmak,
d) Genel Müdürlük bünyesinde Coğrafi Bilgi Sistemi kurmak ve geliştirmek,
e) Genel Müdürlük için uygun bilgisayar ağlarını planlamak, tasarlamak, kurmak ve işletmek, ortaya çıkan sorunları incelemek ve çözmek, düzeltici tedbirleri almak,
f) Genel Müdürlükçe verilecek benzer görevleri yapmak."
e) Eki (1) sayılı cetvelin "Anahizmet Birimleri" bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"1. Orman Koruma Dairesi Başkanlığı
2. Orman Yangınları ile Mücadele Dairesi Başkanlığı
3. Orman İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanlığı
4. Kadastro ve Mülkiyet Dairesi Başkanlığı
5. İşletme ve Pazarlama Dairesi Başkanlığı
6. Silvikültür Dairesi Başkanlığı
7. İnşaat ve İkmal Dairesi Başkanlığı"
f) Eki (1) sayılı cetvelin "Yardımcı Birimler" bölümünün dördüncü sırası "Bilgi Teknolojileri ve İletişim Dairesi Başkanlığı" olarak yeniden düzenlenmiştir.
MADDE 5- Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı cetvelin Orman Genel Müdürlüğüne ilişkin bölümüne eklenmiştir.
MADDE 6- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 7- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
GENEL GEREKÇE
Bakanlığımızın görev alanıyla ilgili muhtelif kanunlarda, uygulamada ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi sebebiyle bir kısım değişiklikler yapılması zarureti hasıl olmuştur. Bilindiği gibi, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu, yaban hayvanlarının üretimi, bulundurulması ve araştırılmasına dair esas ve usulleri de kapsamaktadır. Ancak, kapsam maddesinde bu hususlar belirtilmemiştir. Ayrıca örnek avlak tanımı içerisine yaban hayatı geliştirme sahalarının eklenmesi, "özel avlanma planı" ibaresi Kanunun kabul ettiği avlanma tanımının dışında bir plan olarak algılandığından "özel" ibaresinin kaldırılması, federasyon ve konfederasyonların tereddüte mahal vermeyecek şekilde açıklanması, avcılık belgesi tanımının günümüz şartlarına göre yeniden açıklanması ve tanımlarda "Orman idaresi" bulunmadığından, tanımlara "Orman idaresi"nin eklenmesi zarureti doğmuş olup, tanımlar maddesinin açıklanan şekilde düzenlenmesi gerekmiştir.
Bununla birlikte, Merkez Av Komisyonunda bilimsel kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin yeterli sayıda temsil edilememesi, ev hayvanlarının sokağa bırakılması sebebiyle bunların yabanileşmesi ve yaban hayvanı türlerine zarar vermeleri, avlama ücretlerinin tahsilinde Kanunda yeterli düzenleme olmaması sebebiyle zorluklar yaşanması, yaban hayvanı kaçakçılığına karşı verilecek cezaların düzenlenmemiş olması, av tüfekleri ile ilgili olarak diğer kanunlarla 4915 sayılı Kanun arasında farklılıklar olması, Kanunun yasakladığı fiillerin orman sayılan yerlerde işlenmesi halinde görevlilere ve genel kolluğa motivasyon sağlanmasının ve bu fiillere ilişkin ihbar mekanizmasının geliştirilmesinin gerekliliği gibi uygulamada ortaya çıkan, ancak Kanunun yeterli derecede ele almadığı hususların düzenlenmesi gerekmiştir.
Bu çerçevede 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanununda yapılan değişiklikle, uygulamada meydana gelen sorunların giderilmesi, av ve yaban hayatının korunmasında gerekli görülen düzenlemelerin yapılması için değişikliğe gidilmiştir.
Diğer taraftan, 6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen orman sayılan alanlarda verilecek izinlere ilişkin de sorunlar yaşanmaktadır. Zira düzenli depolama alanı, "katı atık bertaraf tesisinin" mütemmim cüzü olup, ayrıştırmaya ve gerekli işlemlere tabi tutulan atıklardan geriye kalan ve bertarafı mümkün olmayan atıkların düzenli olarak depolanması bir zorunluluktur. Ancak, Kanun maddesinde "düzenli depolama tesisleri" ibaresine yer verilmediğinden uygulamada aksaklıklar meydana gelmektedir.
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 5286 sayılı Kanun ile kaldırılması ile birlikte bu görevlerin büyük bir kısmı il özel idarelerine devredilmiş olup, bakanlıklar ve diğer merkezi idare kuruluşları, yatırımlarını il özel idaresi kanalıyla yerine getirmektedir. Bu durumda il özel idarelerinden bedel alınmaması yolunda düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır.
8/11/2003 tarihinden önce verilen orman sayılan alanlardan doksandokuz yıl veya kırkdokuz yıl süreyle verilen ve kazanılmış bir hak olan turizm izni ve diğer izinlerin izin başlangıcında alınan taahhüt senedi hükümlerine göre izin süresi sonuna kadar izin iş ve işlemlerinin yürütülebilmesi gerekmektedir.
6831 sayılı Orman Kanununda yapılan değişiklikle, Kanunun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre orman sayılan alanlarda düzenli depolama alanı oluşturulmasına imkan tanınması, bu alanlarda verilen izinlerin üçüncü kişilere işletilmek üzere verilebilmesi, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için genel bütçeli idarelere verilen tesis izinlerinin özelleştirilebilmeleri, ayrıca genel bütçeli idarelere verilen izinlere konu tesislerin ileri teknoloji veya yüksek maddi kaynak gerektirmesi nedeniyle yap-işlet-devret modeli çerçevesinde yaptırılabilmesi, bakanlıklar ve diğer merkezi idare kuruluşların yatırımlarının il özel idaresi kanalıyla yerine getirmeleri halinde orman sayılan alanlarda 6831 sayılı Orman Kanununa göre verilecek izinlerden bedel alınmaması, 8/11/2003 tarihinden önce verilen turizm izni ve diğer izinlerle ilgili mevcut olan hukuki boşluğun giderilmesi amaçlanmaktadır.
Bununla birlikte, kamu kurum ve kuruluşlarının, özel mülkiyetlerinde ve/veya kullandıkları hazine arazilerinde bugüne kadar yaptıkları ağaçlandırmalarda; teknik bilgilerinin yetersizliği, kamu kurum ve kuruluşlarının organizasyon yapısının ağaçlandırma çalışmalarına uygun olmaması nedeniyle istenilen başarı sağlanamamıştır.
4856 sayılı Kanunla, Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü kurulmuş; orman ve orman rejimine alınacak yerlerde ağaçlandırma çalışmaları yapmak ve erozyon kontrolü tedbirleri almakla görevlendirilmiştir. Küresel ısınma ile mücadelede, karbon yutaklarından biri olan orman alanlarının artırılması, tabiatta bozulan dengenin yeniden tesisi ile su rejiminin düzenlenmesi, erozyon, sel ve taşkınlar ile barajların siltasyonla dolmasının önlenmesi, şehirlerimizin etrafında ormanlar kurarak gürültü, çevre ve hava kirliliğinin önlenmesi, su kaynaklarının korunması, halkın rekreasyon ihtiyacının karşılanması, sel ve taşkınları önleyerek can ve mal güvenliğinin sağlanması ve yol güzergahlarının yeşillendirilmesi için uygun alanların ağaçlandırılması gereklidir. 4856 sayılı Kanunda yapılacak değişiklikle, ağaçlandırma konusunda uzmanlaşmış bir kurum olan Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak çalışmalarda, başarı ile kamu kaynaklarının verimli olarak kullanılmasının sağlanması hedeflenmiştir.
Son yıllarda meydana gelen orman yangınlarına yapılan tüm müdahalelere rağmen yangınların şiddetinin yüksekliği nedeniyle köy ve mahalleler gibi yerleşim birimleri zarar görmektedir. Yanan bu yerleşim birimlerinde yaşayan vatandaşlarda oluşan maddi zararın yanında can kaybı da meydana gelmektedir. Orman yangınları ile mücadelede hazırlık ve mücadele iş ve işlemleri Orman Koruma ve Yangınla Mücadele Dairesi Başkanlığı çatısı altında yürütmektedir. Ancak, Başkanlığın yukarıda belirtilen ormanların korunması ile yangınla mücadele görevlerini tek çatı altında yürütmesi hizmette etkinliği azaltmaktadır. Bu nedenle, 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunda yapılan değişiklikle, Orman Genel Müdürlüğünce ormanların korunması faaliyetlerinin, "Orman Koruma Dairesi Başkanlığı" ve "Orman Yangınları ile Mücadele Dairesi Başkanlığı" altında iki daire başkanlığı ile yerine getirilmesi amaçlanmaktadır.
Ayrıca, günümüzde bilgi iletişim teknolojileri; personel, bütçe, eğitim ve daha birçok faaliyetleri etkiler hale gelmiştir. Yapılan çalışmaların bir bütünlük dahilinde koordineli olarak tek elden yürütülmesine ihtiyaç duyulması nedeniyle 3234 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle "Bilgi Teknolojileri ve İletişim Daire Başkanlığının" kurulması öngörülmektedir.
Tasarı açıklanan gerekliliklerden dolayı hazırlanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
a) Yaban hayvanlarının üretimi, bulundurulması ve araştırılmasına ilişkin usûl ve esaslar da belirlendiğinden, kapsam maddesi bu çerçevede yeniden düzenlenmiştir.
b) 4915 sayılı Kanunda günün değişen şartlarına uygun olarak bazı tanımlarda değişiklik yapılmıştır. 4915 sayılı Kanunun avlanma ve yaban hayatı yönetimine ilişkin maddelerinde "avlanma planları" ibaresi geçmektedir. Ancak, Kanunun 2 nci maddesinin (12) numaralı bendinde geçen "özel avlanma planı" ibaresi Kanunda geçen avlanma planlarının dışında farklıbir plan olarak algılanmaktadır. Bu nedenle, tanımdan "özel" ibaresi çıkarılmıştır. Ayrıca, yaban hayatı geliştirme sahalarının barındırdığı yaban hayvanları ve biyolojik çeşitlilik, avcılık ve av turizmi faaliyetlerinin yanı sıra, tüketime yönelik olmayan fotoğraf, film turları ve eko-turizm gibi faaliyetlerde de değerlendirilerek, milli ekonomiye kazandırılması amaçlanmaktadır.
Kanunun 2 nci maddesinin (20) numaralı bendinde geçen federasyon ve konfederasyon tanımına, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne bağlı federasyonlar ile karışıklığa sebep olunduğundan, açıklık getirilmiştir.
Kanundaki avcılık belgesi tanımında, avcılık belgesi alacakların silah taşıma ehliyetine sahip olmaları koşulu getirilmiştir. Ancak, 4915 sayılı Kanuna ve avlanma esas ve usullerini belirleyen Merkez Av Komisyonu (MAK) kararlarına göre avlanma sadece ateşli silahlarla yapılmamaktadır. Geleneksel kültürümüz olan atmaca ve eğitilmiş diğer hayvanlarla avlanma esasları da MAK kararlarında belirlenmiştir. Diğer taraftan, eğitilmiş hayvanlarla ve atmacacılık ile avlanacakların avcılık belgesi almaları koşulu getirilmiştir. Oysaki atmaca ve eğitilmiş hayvanlarla avlananlar yivli veya yivsiz tüfek kullanmamaktadır. Silah taşıma ehliyetine sahip olmaları da gerekmemektedir. Bu nedenle, avcılık belgesi tanımı bu çelişkiyi gidermek için değiştirilmiştir. Ayrıca, Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikte ateşli silahlarla avlanmak isteyenlerin, yivli veya yivsiz tüfek ruhsatnamesi sahibi olmaları gerektiği belirtilmiştir.
Kanunun 20 nci maddesinde geçen "Orman idaresi" ibaresinin kapsamı, yargıda bazı karışıklıklara sebep olduğundan tanımlara eklenmiştir.
c) Merkez Av Komisyonu ile il av komisyonlarının oluşumunda değişiklikler yapılmaktadır. Mevcut düzenlemede, Merkez Av Komisyonunda avcılık ve yaban hayatı ile ilgilenenlerin, bilimsel kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin dengeli bir şekilde temsil edilememesi sonucu, toplumun değişik kesimlerinin beklentilerinin bir kısmı karşılanamamaktadır. Ayrıca, il av komisyonlarının almış olduğu kararların aksine taleplerin değerlendirilmesinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle il av komisyonlarının yapısında değişikliğe gidilmiştir. Belirtilen mahsurların giderilmesi, alınacak kararların bilimsel verilere, araştırmalara ve envantere dayandırılması amacıyla bu konuda faaliyet gösteren dernek, vakıf, avcılık federasyonları ve konfederasyonlarının Merkez Av Komisyonuna katılımı sağlanarak alınacak kararların daha bilimsel olması amacıyla Merkez Av Komisyonu ile il av komisyonunun oluşumu yeniden düzenlenmiştir.
ç) Evcil hayvanların yaban hayatı alanlarına bırakılması yasaklanmaktadır. Av ve yaban hayvanlarının doğal yaşam alanlarına bırakılan sokak hayvanları zamanla yabanileşmekte ve yaban hayvanlarına özellikle bunların yavrularına büyük zararlar vermektedirler. Ülkemizde özellikle sokak hayvanları hayvan barınaklarında muhafaza edileceği yerde ormanlara, yaban hayvanlarının yaşam alanlarına bırakılmakta, aç ve susuz kalan sokak hayvanları sürüler oluşturarak yaban hayvanlarını avlamaktadır. 24/6/2004 tarihli ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda ilke olarak sokak hayvanlarının hayvan barınaklarında barındırılacağı belirtilmiş olmasına rağmen buna ilişkin bir yasaklayıcı hükme yer verilmemiştir. Bu nedenle düzenlemeye gidilmiştir.
d) Kanunun 2 nci maddesinin (21) numaralı bendinde yapılan değişikliğe paralel olarak, avlanmanın; avcılık belgesi ve avlanma izni alma koşuluna ve kanunlarla avda kullanılmasına izin verilen silahlarla avlanacakların ise silah taşıma ehliyetine sahip olmaları koşuluna bağlanması hususu düzenlenmektedir. Zira ateşli silahlar dışındaki, ruhsata bağlanması gerekmeyen araç ve gereçlerle avlanmak için silah taşıma ehliyetine sahip olunması gerekmemektedir. Bu kapsamda düzenlemeye gidilmiştir.
e) Avlama ücretlerinin tahsili ve alacakların takibi hususlarında Kanunda bulunan boşluğun giderilmesi amaçlanmaktadır.
f) Kanunun 2 nci maddesinin (12) numaralı bendinde yapılan değişikliğe paralel olarak "özel" ibaresi madde metninden çıkarılmakta ve sistematik bakımından madde metni yeniden düzenlenmektedir.
g) Bazı yaban hayvanlarının, yabancılar tarafından yurt içinde avlanılmasının ve kaçakçılığının önüne geçilmesi, yasa dışı yollarla yurdumuza kaçak hayvan sokulmasının önlenmesi ve yasa dışı yollarla yaban hayvanı kaçakçılığına ceza verilebilmesi amaçlanmaktadır.
Taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler, yaban hayatının korunması konusunda ülkemize sorumluluklar getirmektedir. Bu kapsamda bazı türlerin ticaretine yasaklama getirilmiş, bazı türler için ise ülkeler kendileri ticaretine düzenleme getirmiştir. 27/4/1996 tarihli ve 96/8125 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) kapsamında ticareti yasaklanan veya Bakanlıkça ticaretine düzenleme getirilen bazı yaban hayvanları yabancı uyruklu kişilerce ülkemizden çıkarılmak üzere kaçak olarak avlanmakta veya bu hayvanlar yurt dışından yasa dışı yollarla sokulmaktadır. CITES ile ticareti yasaklanan veya düzenleme getirilen bu yaban hayvanları gümrüklerde yakalandığında yasa dışı ihracat nedeniyle kanuni işlem yapılabilmekte, gümrük kapıları dışında henüz yurt içinde yakalandığında ise bu fiillere yasa dışı ihracat ve ithalat olarak işlem yapılamamaktadır. Bu nedenle, bazı yaban hayvanlarının, özellikle çok büyük paralarla satıldığı bilinen şahin ve atmacaların yurt dışına kaçırılmak üzere yabancılar tarafından yurt içinde avlanılmasının ve kaçakçılığının önüne geçilmesi, yasa dışı yollarla yurdumuza kaçak hayvan sokulmasının önlenmesi amacıyla uygulamada karşılaşılan bazı kanuni boşlukların giderilmesi, yasa dışı yollarla yaban hayvanı kaçakçılığına ceza verilebilmesi için 18 inci madde yeniden düzenlenmiştir.
ğ) 4915 sayılı Kanunun, 2521 sayılı Kanun, 6136 sayılı Kanun ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa uygun olarak yeniden düzenlenmesi amaçlanmaktadır.
4915 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde avda kullanılmasına izin verilen yivsiz av tüfeklerinin ruhsatsız olarak bulundurulması veya taşınması 5728 sayılı Kanunla değişik 2521 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi gereğince idari para cezası ile cezalandırılmakta ve bir ay içinde ruhsatlandırılmaması halinde bu silahların mülkiyeti kamuya geçirilmektedir. 6136 sayılı Kanun gereğince avda kullanılan yivli av silahlarına taşıma ruhsatı verilmesi Avcılık Belgesi alınması halinde olmaktadır. Dolayısıyla avcılık denetimlerinde suç oluşturacak silahlar sadece bulundurma ruhsatlı veya hiç ruhsatsız yivli av silahları olabilecektir.
Bu nedenle, 20 nci maddenin üçüncü fıkrasında değişiklik yapılarak yivsiz av tüfekleri ile ilgili 2521 sayılı Kanunun ilgili hükümlerinin uygulanacağı, ruhsatsız veya bulundurma ruhsatlı yivli av silahlarının ise Cumhuriyet savcılıklarına intikal ettirileceğine ilişkin 2521 ve 6136 sayılı kanunlar ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa uygun olarak yeniden düzenleme yapılmıştır.
h) Yaban hayatı alanlarına evcil hayvan bırakanlar için uygulanacak idari para cezası miktarı belirlenmiştir.
ı) Döner Sermaye İşletmesine gelir kaydedileceği belirtilen bedellerin, yasaklanan fiillerin orman sayılan yerlerde işlenmesi halinde Orman Genel Müdürlüğü Döner Sermaye İşletmesi bütçesine gelir kaydedileceği düzenlenmektedir.
4915 sayılı Kanunda Orman Genel Müdürlüğüne de av ve yaban hayatının korunması ile av hayvanlarına ve eşyalara el koyma yetkisi verilmektedir. El konulan av hayvanlarının, araç ve gereçlerin, motorlu vasıtaların satışları ve yasa dışı avlanan av hayvanlarının tazminatlarına ilişkin davalarının takibi 4353 sayılı Kanun gereğince orman sayılan yerlerde Çevre ve Orman Bakanlığının bağlı birimi olan ve özel kanunla kurulan Orman Genel Müdürlüğünce takip edilmektedir. Dolayısıyla orman sayılan yerlerde işlenen av kabahatleri nedeniyle Kanunun 28 inci maddesinde sayılan ve Çevre ve Orman Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesine yatırılan gelirlere esas olan kanuni işlemler de Orman Genel Müdürlüğünce takip edilmektedir. Bu gelirlere esas teşkil eden idari yaptırım kararlarına yapılan itirazlar sonucunda kararların kaldırılması halinde geriye dönük iade ayni veya nakdi işlemlerin yapılamaması, itirazları inceleyen mahkemelerce hasım olarak kararı alan birim tayin edildiğinden yargı giderlerinin karşılanması Orman Genel Müdürlüğü Döner Sermaye bütçesinden yapılmak zorunda olduğundan bu düzenleme yapılmıştır.
i) Kabahat fiilini ihbar edenlere, kabahatte kullanılan araç ve gereçlere el koyanlara ve fiili gerçekleştirenleri yakalayanlara ikramiye ödenmesi düzenlenmektedir.
Yaban hayatı kaynaklarının ülke ekonomisine doğrudan veya dolaylı olarak katkısı, orman varlığımız kadar önemli görülmektedir. Yaban hayatı, ekolojik dengenin en büyük unsuru ve tarımın sigortasıdır. Yaban hayatın korunması, yasa dışı avcılığın ve yasa dışı hayvan ticaretinin önlenmesi bu nedenle önemli görülmektedir.
Yaban hayatının ve yaşama alanlarının korunmasından sorumlu Çevre ve Orman Bakanlığının yaban hayatının korunması ve yönetimi ile ilgili görev alanı ülke topraklarının tamamıdır. Zira av ve yaban hayvanlarının yaşama alanları, ülkemizin ormanlarını, meralarını, kırsallarını, göllerini, barajlarını yani tüm ülkeyi kapsamaktadır. Bu nedenle, yasa dışı avcılıkla mücadelede, yaban hayatının korunmasında ihbar mekanizmasının sağlanması, görevlilerin teşvik edilmesi çok daha önem arz etmektedir. Zira ülkemizde 1.750.000 yivsiz tüfek sahibi kişi vardır. Bunlardan 300-400 bin kişinin fiilen avlandığı tahmin edilmektedir. Ancak, Çevre ve Orman Bakanlığından izin belgesi alarak kanuni olarak avlanan avcı sayısı 60-70 bin kişidir. Diğerleri yasa dışı avcılık yapanlardır. Buna karşılık tüm ülke alanında yaban hayatının korunmasından sorumlu Çevre ve Orman Bakanlığının taşra teşkilatında 200 civarında orman muhafaza memuru görev yapmakta, ormanların korunmasında da Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatında 5600 civarında orman muhafaza memuru görev yapmaktadır. Av ve yaban hayatının korunmasında en büyük destek özellikle Jandarma teşkilatı olmak üzere Genel Kolluk kuvvetleridir. Köy muhtarı ve ihtiyar heyetleri de av suçlarının takibinde görevli olmalarına rağmen çeşitli nedenlerle bu görevlerini gerektiği şekilde yerine getirememektedirler.
Değerleri çok cüzî miktarlar olan araç ve gereçlerin satış bedelleri ile yasa dışı avlanan yaban hayvanlarının tazminat bedellerinden ikramiye verilmesi, yaban hayatının korunmasında, özellikle yasa dışı avcılığın yapıldığı zor hava şartlarında, dağlarda, ormanlarda kaçak avcı takibinde bulunan genel kolluk kuvvetlerinin, yasa dışı avcılığın takibi ile görevli olanların moral ve motivasyonunu sağlayacağı düşünülmektedir.
Kanunun 28 inci maddesine eklenen bu fıkra ile yaban hayatının, özellikle koruma altında olan geyik, karaca, dağkeçisi, ayı gibi yaban hayvanlarının yasa dışı avcılığının önlenmesi için muhbir mekanizmasının çalıştırılması gerektiği düşünülerek düzenlemeye gidilmesi gerekli görülmüştür.
Diğer taraftan, Kanunda mülkiyeti kamuya geçirilecek ve satış bedellerinden ikramiye verilecek eşyalar, ses ve manyetik dalga yayan cihazlar, tuzak ve kapanlar ile benzeri araç ve gereçlerdir. Bunlar 4915 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde sayılmıştır. Ülkemizde yasa dışı en çok avlanan yaban hayvanları kanatlılardır. Bunların Çevre ve Orman Bakanlığınca belirlenen ve mahkemelerce hükmedilen tazminat bedelleri ise 100,00 TL. ile 600,00 TL. arasında olup, koruma altında olan ve nesli tehlikede olan kanatlıların tazminat bedelleri türlere göre 2.000,00 TL. ile 6.000,00 TL. arasında değişmektedir.
Uluslararası sözleşmeler kapsamında koruma altında olan ve daha çok yerleşim yerlerine uzak dağlık, kayalık ve ormanlık alanlarda yaşayan memeli yaban hayvanlarının tazminat bedelleri ise 4.000,00 TL. ile 18.000,00 TL. arasında değişmektedir. Çok cüzî olan bu miktarların ikramiye olarak verilmesi Bakanlığımız Döner Sermaye İşletmesinin gelirlerinde düşüş yaratmayacağı gibi, bu düzenleme ile yaban hayatı kaynaklarının çoğaltılması ülke ekonomisine dolaylı birçok katkı sağlayacaktır. Böylece ekolojik denge ve biyolojik çeşitlilik korunmuş olacaktır.
j) 4915 sayılı Kanuna maddeler ilave edilmektedir.
Eklenen ek 1 inci maddeyle, Devlet ormanları içerisinde ayrılan ve planlaması yapılan örnek avlaklarda, yaban hayvanlarının doğal olarak üretiminin sağlanması ve avlandırma hakkının gerçek ve tüzel kişilere, 6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesi hükümleri saklı kalmak üzere on yıla kadar, memeli türler için ise yirmidokuz yıla kadar verilebileceği düzenlenmektedir.
Sürdürülebilir yaban hayatı yönetimi ve işletmeciliği, Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaban hayvanı türlerinin biyolojik özellikleri ve ekolojik istekleri doğrultusunda yapılan planlar çerçevesinde gerçekleştirilmektedir.
Bu kapsamda, kurulması düşünülen avlaklarda avı yaptırılacak olan türler en az yedi yıl gibi uzun bir zamanda avlanma yaşına gelmektedirler. Avlanma planlarında, yaban hayvanı türlerine ve hayvanların yaşadıkları yaşam ortamlarının taşıma kapasitelerine göre her yıl hasat edilecek miktarlar belirlenmekte ve planlara işlenmektedir. Planlar genellikle hasadı yapılacak yaban hayvanlarının biyolojik ömürleri göz önüne alınarak uzun dönemli yapılmaktadır.
Plan hükümleri dâhilinde avlandırılacak veya hasadı yapılacak yaban hayvanı türlerinin büyük memeliler (domuz, karaca, geyik, yaban keçisi vs.) olmasından dolayı en az on yıllık dönemi içeren hasat planları yapılmıştır.
İşlettirilmesi düşünülen alanlarda arazi tahsisi yapılmayacak, üretime yönelik herhangi bir üretim tesisi kurulmayacak, avlak etüt-envanter sonucunda yapılan plan doğrultusunda hangi hayvan türü için oluşturulmuş ve kurulmuş ise adı geçen türün avlandırma hakkı yani avlağın işlettirilmesi ihale edilecektir.
8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 64 üncü maddesine göre ihale edilen söz konusu alanlarda ihale süresinin Maliye Bakanlığından izin alınmak suretiyle azami on yıl olabileceği hükmü bulunmaktadır.
Belirtilen nedenlerle, memeli türlerin avlaklarının on yıldan daha uzun süreli planlanması gerekli olup, müteşebbislerin bu alanlarda yatırım yapmalarını ve avlakların verimli işletilmesini temin etmek amacıyla kiralama süresi uzatılmaktadır.
k) Eklenen geçici 3 üncü madde ile, ellerinde av ve yaban hayvanları ile bunlardan elde edilen parçaları bulunduranlara verilecek bulundurma belgesi için düzenleme yapılmıştır.
Eklenen geçici 4 üncü madde ile, daha önce alınan Merkez Av Komisyonu kararının ve yıllık harç ödenerek vize edilen, bir yıl süreli geçerli olan avcılık belgelerinin geçerliliğine ilişkin düzenleme yapılmıştır.
MADDE 2- Madde ile, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Bu kapsamda;
a) Ormanlar sağladığı faydaları ile sadece bulunduğu ülke insanları için değil, bütün dünya insanları için önem kazanmaktadır. Ormanlar üzerinde tasarruf hakkı kullanılır iken bu hakkın tüm insanlık adına kullanıldığı gerçeği göz ardı edilmemelidir.
Madenlerin bulundukları yerlerde işletilmesi esastır. Yukarıda belirtilen gerçekler göz önüne alınarak kişilere, şirketlere veya belli zümrelere ormanlık alanlarda bulanan madenlerin bedelli olarak işletme hakkının verilmesiyle tüm insanların bu değer üzerindeki hakları korunacaktır. Bu hakkın belli bir kesime bedelsiz olarak kullandırılması söz konusu olamaz. Devlet idareleri hizmetlerini tüm kamu adına yürüttüklerinden kamu malı olan ormanlarda yürütecekleri madencilik faaliyetlerinden bedel alınmaması gerekir.
Belediyeler marifetiyle madencilik faaliyeti sonucu bozulan alanların tehlikeli olmayan atıklarla rehabilite edilmesi hedeflenmektedir. Bu şekilde çevre ve yeraltı suları zarar görmeyecek, dolayısıyla belediyelerin kontrolünde yapılması ile zararlı atıkların depolanmasının önüne geçilmiş olacaktır.
b) Orman sayılan alanlarda izin verilen tesisler arasına düzenli depolama tesisleri ve sokak hayvanları barınakları da dâhil edilmekte ve sanatoryumlar madde kapsamından çıkarılmaktadır.
Düzenli depolama alanı, "katı atık bertaraf tesisinin" vazgeçilmez mütemmim cüzü olup, ayrıştırmaya ve gerekli işlemlere tabi tutulan atıklardan geriye kalan ve bertarafı mümkün olmayan atıkların düzenli olarak depolanması bir zorunluluktur.
Şehir merkezlerine yakın hayvan bakımevleri halk sağlığını tehdit edeceğinden söz konusu bakımevlerinin şehir merkezinden uzak orman arazilerinde kurulması, ayrıca, nüfus artışı ile birlikte insanların şehir merkezlerinden uzak yerlerde hayatlarını idame ettirme isteği nedeni ile tapulu ve hazine arazilerine bakımevi yapılması gürültü, çevre kirliliği gibi şikayetlerin artırmasına neden olmaktadır. Bu düzenleme ile toplum sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve başıboş kedi ve köpeklerin barındırılması amaçlanmaktadır.
Daha önce orman sayılan alanlarda Sağlık Bakanlığı adına verilen sanatoryum izinleri gelişen tedavi yöntemleri sebebiyle ihtiyaç duyulmadığından iptalleri istenmekte veya diğer sağlık merkezlerine dönüştürülmektedir. Sağlık Bakanlığınca yapılacak sağlık tesislerine mevcut düzenleme içinde zaten izin verilebilmektedir. Özel şahıs ve şirketlerin sanatoryum talepleri ise bu gayeden uzak tamamen turizm işletmeciliğini hedeflediğinden, gelişen tedavi yöntemleri sebebiyle artık orman sayılan alanda yapılma mecburiyeti kalmayan sanatoryum ibaresi Kanun metninden çıkarılmıştır.
c) Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce yapılacak spor tesislerine 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında izin verilebileceği, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne ve il özel idarelerine verilen izinlerden bedel alınmayacağı düzenlenmektedir.
Devletin en önemli alt yapı hizmetlerini yapan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 5286 sayılı Kanun ile kaldırılması ile birlikte bu görevlerin büyük bir kısmının il özel idarelerine devredilmiş olması, yatırımların ve hizmetlerin artırılması amacıyla il özel idaresine orman sayılan alanlarda 6831 sayılı Orman Kanununa göre verilecek izinlerden bedel alınmaması hedeflenmektedir.
ç) 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre sağlık, eğitim ve spor tesis izinlerinin sadece Devlet idarelerine verilebileceği amir hüküm olması sebebiyle bu maksatla verilen izinlere konu tesislerin kiralanamayacağı, ancak bu tesislerdeki otopark, kantin gibi ünitelerin kiraya verilmesi, diğer izinlerde ise izin verilen tesislerin tamamının veya bir bölümünün kiralanması veya özelleştirme kapsamında işletme hakkının devredilebilmesi yönünde yeni bir düzenleme gereği hasıl olmuştur.
Buna bağlı olarak, 6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasınca orman sayılan alandan izinli tesislerin, gerek izin lehtarının talep etmesi gerekse 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun veya 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun çerçevesinde;
- Sadece Devlete ait sağlık, eğitim ve spor tesislerine izin verilebileceği 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasında amir hüküm olması nedeniyle, bu amaçla verilen izinlerin asıl izin veriliş amacı olan eğitim, sağlık ve spor tesislerinin işletme hakkının devredilemeyeceğinden bu izinlerin mütemmim cüzü olan otopark, kantin gibi ünitelerinin işletme hakkının devredilebilmesi,
- 6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasını iptal eden Anayasa Mahkemesinin 17/12/2002 tarihli ve E: 2000/75, K: 2002/200 sayılı Kararı 8/11/2003 tarihli ve 25283 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Bu Kararın yayım tarihinden sonra Çevre ve Orman Bakanlığınca yeni turizm izni verilmediği, ancak eski turizm izinlerinde Orman Arazilerinin Tahsisi Hakkında Yönetmelik ve taahhüt senedi hükümlerine göre işletme hakkının üçüncü kişi veya kuruluşlara kiraya verilmesi halinde, kiraya verenlerden kira bedeli üzerinden, son kiracı olan işleticiden ise işletme hasılatı üzerinden yüzde iki (%2) gayrisafi yıllık gelir payı tahsil edildiğinden bu izinler hariç diğer izinlerin işletme haklarının devredilmesi halinde pay alınması,
- 6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesinin üçüncü maddesine göre genel bütçeli idarelere verilen izinlere konu tesislerin ileri teknoloji veya yüksek maddi kaynak gerektirmesi nedeniyle yap-işlet-devret modeli çerçevesinde yaptırılması halinde izin sahibinin genel bütçeli idareler olması herhangi bir kamu kaynağı kullanılmadan bu idarelerin yatırımlarını gerçekleştirmeleri nedeniyle bedel alınmamış olup 3996 sayılı Kanun kapsamında yaptırılanlardan ve izin lehtarının kiracıdan bedel almaması durumunda bedel alınmayacağı hususlarında düzenleme yapmak ve bu konudaki mevcut olan hukuki boşluğun giderilmesi hedeflenmiştir. 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yapılan uygulamalara açıklık getirilmesi öngörülmüştür.
d) 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesi hükümlerine göre 8/11/2003 tarihinden önce turizm amaçlı tesisler için verilen izinler ile diğer izin haklarının kesin olarak devam etmesi, izinli saha içinde kalmak kaydıyla mevcut tesislere tadilat, kapasite, tür ve sınıf değişikliği izni verilebilmesi ve ayrıca, Çevre ve Orman Bakanlığınca verilen tadilat, kapasite, tür ve sınıf değişikliği izni dahil olmak üzere daha önce turizm amaçlı tesisler için verilen izinler ile diğer izinlerin irtifak hakkına dönüştürülmesinin izin sahibi tarafından talep edilmesi halinde, izin sahibi lehine bu Kanunun 115 inci maddesine göre irtifak hakkı tesis edilebilmesi amaçlanmaktadır.
6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasını iptal eden Anayasa Mahkemesinin 17/12/2002 tarihli ve E.: 2000/75, K.: 2002/200 sayılı Kararı 8/11/2003 tarihli ve 25283 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Bu Karar gereğince yayım tarihinden sonra Çevre ve Orman Bakanlığınca yeni turizm izni verilmemektedir. Ancak, 8/11/2003 tarihinden önce orman sayılan alanlardan kırkdokuz veya doksandokuz yıl süreyle verilen ve kazanılmış bir hak olan turizm izni ve diğer izinlerin zaman içerisinde izinli tesislerin yıpranması nedeniyle meydana gelecek tadilat, kapasite, tür ve sınıf değişikliği izinlerinin denetim altına alınması, sektörlerdeki gelişmeler nedeniyle tesislerin yenilenmesi, günün şartlarına uyarlanmasının bir zorunluluk olması ve mevcut izinlerin kazanılmış bir hak olması nedeniyle izin başlangıcında alınan taahhüt senedi hükümlerine göre izin süresi sonuna kadar izin iş ve işlemlerinin yürütülebilmesi, mevcut izinli saha içinde kalmak kaydıyla zaman içinde meydana gelecek ihtiyaçların, kapasite, tür ve sınıf değişikliği izni ve tadilatların yapılabilmesi amaçlanmıştır.
MADDE 3- Madde ile, 1/5/2003 tarihli ve 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda değişiklik yapılmaktadır. Bu kapsamda;
a) Çevre ve Orman Bakanlığının görevleri arasına, orman sınırları içinde veya dışındaki yerler ile ilgili kurumlardan gerekli iznin alınması veya tahsisin sağlanması şartıyla kamuya ait her türlü arazide etüt ve/veya proje işleri ile ağaçlandırmaları yapmak veya yaptırmak; orman içi, orman kenarı ve orman üst sınırı meralar ile Devlet ormanları içindeki otlak, yaylak ve kışlakları özel mevzuatına göre ıslah etmek, otlatma amenajman planlarını yapmak veya yaptırmak ve devamlı ve geçici fidanlıklar kurmak, fidan üretmek ve ürettirmek, idari, teknik ve ekonomik yönden fidan üretimine ihtiyaç duyulmayan devamlı ve geçici fidanlıkları kapatmak, özel orman fidanlığı tesis etmek isteyen gerçek ve tüzel kişileri desteklemek, orman bitki türlerine ait genetik kaynakları onaylamak, kayıt altına almak, tohumlukların ve fidanların üretilmesi, sertifikasyonu, ticareti ve piyasa denetimi ile ilgili iş ve işlemleri yapmak veya yaptırmak görevleri eklenmektedir.
Kamu kurum ve kuruluşlarının, özel mülkiyetlerinde ve/veya kullandıkları hazine arazilerinde bugüne kadar yaptıkları ağaçlandırmalarda; teknik bilgilerinin yetersizliği, kamu kurum ve kuruluşlarının organizasyon yapısının ağaçlandırma çalışmalarına uygun olmaması nedeniyle istenilen başarı sağlanamamıştır.
4856 sayılı Kanunla, Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü kurulmuş; orman ve orman rejimine alınacak yerlerde ağaçlandırma çalışmaları yapmak ve erozyon kontrolü tedbirleri almakla görevlendirilmiştir.
Küresel ısınma ile mücadelede, karbon yutaklarından biri olan orman alanlarının artırılması, tabiatta bozulan dengenin yeniden tesisi ile su rejiminin düzenlenmesi, erozyon, sel ve taşkınlar ile barajların siltasyonla dolmasının önlenmesi, şehirlerimizin etrafında ormanlar kurarak gürültü, çevre ve hava kirliliğinin önlenmesi, su kaynaklarının korunması, halkın rekreasyon ihtiyacının karşılanması, sel ve taşkınları önleyerek can ve mal güvenliğinin sağlanması ve yol güzergahlarının yeşillendirilmesi için uygun alanların ağaçlandırılması gereklidir.
Kamu kurum ve kuruluşlarının, özel mülkiyetlerinde ve/veya kullandıkları hazine arazilerinde yapılacak ağaçlandırmaların, ağaçlandırma konusunda uzmanlaşmış bir kurum olan Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü tarafından yapılması, çalışmalarda başarı ile kamu kaynaklarının verimli olarak kullanılması sağlanacaktır.
Ülkemizde ilk fidanlık 1925 yılında kurulmuş, zaman içerisinde ortaya çıkan ihtiyaçlarla fidanlık sayısı 160 adede kadar ulaşmıştır. Halen 114 adet fidanlık bulunmaktadır. Ağaçlandırma çalışmaları büyük ölçüde tamamlanan yerlerde fidanlıklara ihtiyaç azalmaktadır. Uzun yıllar fidan üretimi yapılan bazı fidanlıkların toprak özellikleri bozulmuştur. Bu tür fidanlıkların ıslahı ekonomik olmamaktadır. Ayrıca bazı fidanlıkların da coğrafi konumları nedeniyle; ulaşımda, iş gücü temininde, iş güvenliği ve sağlık hizmetlerinin sağlanmasında zorluklar yaşanmaktadır.
Bu nedenlerle, teknik, ekonomik ve idari yönden işlevini kaybeden fidanlıkların kapatılması ve yeni ağaçlandırma sahalarına yakın yerlerde fidanlıklar kurulması veya ihtiyaca göre fidan ürettirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, 5553 sayılı Tohumculuk Kanununun 40 ıncı maddesi ile Çevre ve Orman Bakanlığına verilen "orman bitki türlerine ilişkin olarak genetik kaynakların kaydı, tohumlukların üretilmesi, sertifikasyonu, ticareti ve piyasa denetimi iş ve işlemleri" görevlerin Bakanlık kuruluş kanununa dercedilmesi maksadıyla söz konusu düzenleme yapılmıştır.
b) Çevre ve Orman Bakanlığının ana hizmet birimlerinden olan Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğünün görevleri arasına, ağaçlandırma ve erozyonla ilgili görevler eklenmektedir.
Gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının yapmış olduğu ağaçlandırma, imar-ihya çalışmalarına teşvik veya destek verilmekte iken ülkemizin en önemli problemlerinden biri olan erozyonla daha fazla mücadele edebilmek için erozyon kontrolü çalışmalarının bu kapsama dâhil edilmesine ihtiyaç duyulmuştur.
Türkiye; 1132 m. ortalama yükseklikte, dağlık ve engebeli bir topoğrafik yapıya sahiptir. İklim yarı kurak, yağışlar düzensiz ve şiddetli sağanak şeklindedir. Topraklarımızın yaklaşık 3/4‘ü şiddetli ve çok şiddetli erozyona maruzdur. Üst havzalardaki ormansızlaşma, bitki örtüsü kaybı, yanlış ve amaç dışı arazi kullanımı şiddetli erozyon ve taşkın ile sonuçlanan aşırı yüzeysel akışa sebep olmaktadır. Bu etkiler tarım, hayvancılık ve barajların verimliliği gibi ekonomik faaliyetler üzerinde önemli olumsuz etkiler yapmakta, ciddi can ve mal kayıplarına yol açmaktadır.
Havzaya düşen yağışların yüzeysel akışa geçerek sel ve taşkınlara sebep olmasını engelleyici tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bu tedbirlerin en önemlisi sel havzalarının üst kısımlarında, yani su toplama bölgesinde uygulanacak erozyon kontrolü tedbirleridir.
Çalışmaların daha yaygın ve başarılı olması için sel havzalarında faaliyet gösteren bütün kurum ve kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, havzada yaşayan halk ile birlikte entegre havza ıslah projeleri hazırlanarak koordineli çalışmalar yapılmalıdır. Böylece, akarsu havzalarında yaygın olarak görülen, can ve mal kayıplarına sebep olan sel ve taşkınlar önemli ölçüde engellenecektir. Su toplanma havzalarının akışı düzene girecek ve elde edilen suyun kalitesi artacaktır.
Ülkemizin yüksek dağlık kesimlerinde can ve mal kaybına sebep olan çığ hareketlerine sık rastlanmaktadır. Çığ önleme tedbirleri konusunda yapılan çalışmalar yeterli olmamış teorik düzeyde kalmıştır. Orman ve orman üstü havzalarda çığ önleme tedbirlerinin alınması gerekmektedir.
Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü faaliyetlerinden olan ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon, orman ağaçları tohum ve fidan üretimi, mera ıslahı ve projelendirme işleri özel ihtisas gerektiren çalışmalardır. Görev alanına giren konularda iş tarifleri, birim zaman analizleri ve birim fiyat tespitleri bu Genel Müdürlükçe yapılmalıdır.
Türkiye coğrafi konumu nedeni ile çölleşmeye duyarlı ülkeler arasında yer almaktadır. Küresel iklim değişikliği bu duyarlılığı daha da artırmaktadır. Ülkemiz, 17 Haziran 1994 tarihinde Birleşmiş Milletlerce hazırlanan çölleşme ile mücadele sözleşmesine 1998 yılında taraf olmuştur. Çölleşme ile Mücadele Ulusal Eylem Programını hazırlayarak yürürlüğe koymuştur.
Ulusal eylem programındaki faaliyetlerin koordinesi, yürütülmesi, izlenmesi görevi Bakanlıkça yürütülmekte ve bu görevin kuruluş kanununda yer alması maksadıyla düzenleme yapılmıştır.
MADDE 4- Madde ile 31/10/1985 tarihli ve 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunda değişiklik yapılmaktadır. Bu kapsamda;
a) 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna yeni kurulacak daire başkanlığının, Kanunun 6 ncı maddesinde yer alan anahizmet birimleri arasına eklenmesi yolunda düzenleme yapılmıştır.
b) 3234 sayılı Kanunun 7 nci maddesinde yapılacak değişiklik ile yeni kurulacak daire başkanlıklarından Orman Koruma Dairesi Başkanlığının görev tanımları Kanuna eklenmiştir.
c) 3234 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin ardından eklenecek yeni bir madde ile yeni kurulacak daire başkanlıklarından Orman Yangınları ile Mücadele Dairesi Başkanlığının görev tanımları Kanuna eklenmiştir.
ç) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Daire Başkanlığı kurulabilmesi için gerekli düzenleme yapılmıştır.
d) Yeni kurulacak daire başkanlığının görevlerinin ilgili Kanunda yer alabilmesi için düzenlenmiştir.
e) 3234 sayılı Kanunun eki (1) sayılı cetvelin "Anahizmet Birimleri" bölümü yeniden düzenlenmiştir.
f) 3234 sayılı Kanunun eki (1) sayılı cetvelin "Yardımcı Birimler" bölümünün 4 üncü sırası "Bilgi Teknolojileri ve İletişim Dairesi Başkanlığı" olarak yeniden düzenlenmiştir.
MADDE 5- Madde ile 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki Orman Genel Müdürlüğüne ilişkin bölümünde gerekli kadro düzenlemeleri yapılmıştır.
MADDE 6- Yürürlük maddesidir.
MADDE 7- Yürütme maddesidir.